[go: up one dir, main page]

İçeriğe atla

Su aygırı

Vikipedi, özgür ansiklopedi
Hippopotamus amphibius
Yaşadığı dönem aralığı: 2,5-0 myö
Kuvaterner-Günümüz[1] 
Korunma durumu

Hassas (IUCN 3.1)[3]
Biyolojik sınıflandırma Bu sınıflandırmayı düzenle
Âlem: Animalia
Şube: Chordata
Sınıf: Mammalia
Takım: Artiodactyla
Alt takım: Whippomorpha
Familya: Hippopotamidae
Alt familya: Hippopotaminae
Cins: Hippopotamus
Tür: H. amphibius
İkili adlandırma
Hippopotamus amphibius
Su aygırı dağılım haritası. Mevcut yaşam bölgesi yeşil iken, tarihsel yaşam bölgesi kırmızıdır.[3]

Su aygırı veya Hipopotam (Hippopotamus amphibius), çift toynaklılar (Artiodacyla) takımının su aygırıgiller (Hippopotamidae) familyasından, geviş getirmeyen, iri gövdeli otçul bir memeli. Bu familyanın diğer mevcut türü ormanda yaşayan cüce suaygırıdır (Hexapotodon liberiensis).

Bilimsel ismi olan Hippopotamus, Yunanca "nehir atı" anlamına gelen ἱπποπόταμος (ἵππος: hippos - at ve ποταμός: potamos - nehir) kelimesinin Latince şeklidir. İsmine rağmen su aygırı, atlardan çok balinalara ve yunuslara daha yakın akrabadır.[4][5]

Bir suaygırı kafatası. Su aygırlarının köpek dişleri 50 cm'ye dek uzayabilir.

Yetişkin bir su aygırının omuz yüksekliği 1,50 m, vücudu 4,50 m uzunluğundadır ki bundan, gövdeye basık kuyruk 50 cm pay alır. Su aygırı 2700 ila 4500 kg ağırlığındadır. Böylelikle gergedanlarla birlikte fillerden sonraki en büyük ikinci kara hayvanı konusunda rekabet halindedir. Bir su aygırı belli durumlarda saatte azami 48 km/sa hıza ulaşabilir.

Su aygırının kafası çok büyük, geniş, basık ve 450 kg'a kadar ulaşan ağırlıktadır. Kulaklar, gözler ve burun delikleri kafa profilinde oldukça yükselmiştir. Böylelikle hayvan su yüzeyinin altında yüzer ya da dinlenirken, sadece bu organlar sudan yükselirler.

Su aygırlarının 44 dişi vardır. Her iki yanda da 3 kesici diş, bir köpek dişi, dört öğütücü azı ve üç azı dişi bulunur. Alt çenedeki kesici dişler hemen hemen domuzlardaki gibi yatay dururlar ve devasa bir tehdit oluştururlar. Yukarıdaki köpek dişlerine karşı işleyip, karşılıklı birbirlerini keskinleştirerek tehlikeli bir silah olurlar. İşte bu dişleri, yüksek hızı ve iri cüssesi sayesinde su aygırı Afrika'nın beş büyüklerinden beşincisidir.

Kısa bacakları üzerindeki fıçı şeklindeki gövdesi hemen hemen çıplaktır. Gri-siyah deri rengi, deri çizgilerinde ve göz, kulak bölgesi çevresinde pembeleşir.

Tarihi zamanlara kadar su aygırı, Afrika'da Sahara'nın güney kesimlerinin yanında, Nil bölgesinde ve 3500 yıl önce ortadan kalktığı Mezopotamya ve Kuzeybatı Afrika'da da yaşamıştır. Ürdün Vadisi'nde daha 2000 yıl öncesine kadar bulunurdu. Bugün sadece, Afrika'da Sahra'nın güneyinde Aşağı Nil ve Kap bölgesi gibi geniş alanlarda yaşar ve Batı Afrika'nın geniş alanlarında kökü kurumuştur. Yavaş akan, kıyı şeridi ve kumsalı olan her büyüklükte akarsularda, sıcaklığı 18 ile 35 °C aralığında sularda bulunur. Otlamak için akarsuyun yakın çevresinde otluk bölgelere ihtiyaç duyar.

Aşağıdaki koruma alanlarında su aygırları gözlemlenebilirler: Ndumo, Krügerpark, Moremi Game Reserve, Chobe, Mana Pools, Kafue, Südluangwa, Upemba, Tsavo, Arusha, Manyarasee, Ngorongoro, Salonga, Ruwenzori, Virunga, Murchinson Şelaleleri, Kraliçe Elizabeth, Meru ve Massai Mara, Malavi Gölü, Malombe Gölü, Shire Nehri, Zambezi.

Ayrıca 1993'te Pablo Escobar'ın hayvanat bahçesinde bulunan 4 su aygırı Escobar'ın ölümünden sonra taşınmaları çok zor olduğu için taşınmadılar ve Magdalena Nehri civarına dağıldılar. Bu su aygırlarının sayısı 2019 tahminine göre 90-120 civarıdır. Magdalena Nehri civarında yaşarlar ve son zamanlarda oradaki insanlar ve hayvanlar için tehdit oluşturmaya başladıkları için itlaf edilmeleri gündemdedir.[6][7][8]

Erkek su aygırları birbirlerine karşı kontrol alanlarını sert şekilde savunurlar. Kavgaları ölümle de bitebilir.

Su aygırları 20'ye kadar hayvandan oluşan sürüler halinde yaşarlar. Grupların su ve karada sabit olarak sınırlandırılmış egemenlik alanları vardır. Alanın işaretlenmesi, erkek tarafından dışkısını dairesel kuyruk hareketi ile fırlatmasıyla olur. Yaşlı erkekler bazen tek başlarına olsalar da alışılmış olan, gruba liderlik yapmasıdır. Gruplar, dişiler ve yavrular bazen de genç erkeklerden oluşur.

Erkekler birbirlerine karşı kontrol alanlarını sert şekilde savunurlar. Birbirleriyle rekabet eden erkekler, ölümle de bitebilen ağır kavgalar yaparlar.

Su aygırları, suda bir hayata çok iyi uyum sağlamışlardır. Karada terleme suretiyle çok su kaybederken çok hızlı güneş yanığı olurlar. Suyun ve güneşin etkilerinden, uyarıldıklarında kuvvetli bir şekilde salgılanan pembe rengi sümüksü bir salgı ile korunurlar. Suyun altına sıkça burun deliklerinin üstüne kadar dalarlar. Bu delikler kapandığından, su aygırı rahatça 10 dakika su altında kalabilir. Su aygırları hayatlarını su içinde geçirirler ama ağırlıklardan dolayı esasında yavaş ve kötü yüzücüdürler. Çoğunlukla akarsuyun zemininde yürür ya da kendilerini suya taşıtırlar.

Genelde geceleri karaya çıkarlar ve düzlüklerdeki otları yerler. Günlük bitki ihtiyacı 50 kg tutar. Yavaş akan nehirlerin yakınında bulunan, yeşil düz çimleri hatırlatan alanlar, su aygırlarının otlak alanlarıdır. Bu otlaklara ulaşmak için yine de günlük beş ile on kilometrelik mesafeyi geride bırakırlar. Bu esnada gruplar düzgün patikalar oluşturur.

Aslan ve timsahlar genç su aygırlarına saldırsalar da, gençler yetişkinler tarafından korunduklarından ender olarak başarıya ulaşırlar.

Su aygırları kuraklık zamanının başlangıcında çiftleşir ve sekiz aylık bir gebeliğin ardından yağmur zamanı tek bir yavru doğururlar. Doğum da döllenme gibi su içinde gerçekleşir. Döllenme sırasında dişi neredeyse tamamen suya bastırılır ve sadece hava almak için yüzeye çıkar. Yeni doğan aygır 30 ile 50 kg arasında olup, doğumdan hemen sonra yürüyebilir ve kendini zeminden su yüzeyine itebilir. Anneler su içinde yavrularını emzirdikleri ve yavrunun gece otlamaya giden annesini takip edebilmesi için bunu yapabilmeleri gerekliliktir. Yavrusuna şekil vermek, kendisine bağlamak için anne yavrusunu, ilk günlerde özellikle güçlü bir şekilde savunur ve hiçbir su aygırını yaklaştırmaz. Sonradan ikisi de gruba katılır. İlk haftalarda yavru sadece anne sütü ile beslenir, yavaş yavaş buna bitkisel besinler eklenir. Yaklaşık bir yılın sonunda genç, sırf bitkisel gıda ile beslenir. Genç bir hayvan yedi yıla kadar bir süre annesinin çevresinde kalır. Yaklaşık 6 yıl sonra genç dişi su aygırı cinsel erginliğe ulaşır. Dişiler her iki yılda bir ürerler. Erkekler 6 ile 8 yıl arasında ergenliğe ulaşsalar da kendilerine ait bir alanları olmaz. Bu yüzden 20 yaşında veya daha geç çiftleşirler.

Vahşi hayattaki su aygırları 30 ile 40 yıl yaşarlar. Alışılmışın dışında uzun yaşayarak 53 yaşına ulaşmış su aygırı Bulette 1952–2005 yılları arasında, Berlin Hayvanat Bahçesi'nde yaşamıştır.

İnsanlar ve suaygırları

[değiştir | kaynağı değiştir]
Temsili su aygırı avı

Su aygırları; etleri, fildişine benzer dişleri ya da sadece zevk için insanlar tarafından her zaman avlanmıştır.

Su aygırı yaygın görüşün aksine barışçıl bir hayvan değildir. Afrika'da timsah ya da aslan gibi pek çok büyük hayvandan daha fazla ölüm vakasına sebep olur. Saldırı sırasında başını kafasını bir şahmerdan gibi kullanırken, 50 cm bulan köpek dişleri aynı şekilde tehlikeli silahlarıdır. Bunlar yetişkin bir timsahı bir ısırıkta ikiye ayırabilirler. Su aygırı; kayıklara saldırmaktan da çekinmezken küçük olanlarını ters yüz edebilecek durumdadır. Su aygırları yılda ortalama 500 civarı insan öldürür.[9]

  1. ^ "Hippopotamus amphibius". paleobiodb.org. Erişim tarihi: 15 Ekim 2021. 
  2. ^ "ITIS on Hippopotamus amphibius". Integrated Taxonomic Information System. 26 Ağustos 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Temmuz 2007. 
  3. ^ a b Lewison, R.; Pluháček, J. (2017). "Hippopotamus amphibius". IUCN Tehdit Altındaki Türlerin Kırmızı Listesi. 2017: e.T10103A18567364. doi:10.2305/IUCN.UK.2017-2.RLTS.T10103A18567364.enÖzgürce erişilebilir. Erişim tarihi: 2 Haziran 2018. 
  4. ^ "Arşivlenmiş kopya". 12 Aralık 2006 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Aralık 2006. 
  5. ^ "Hippos and Whales: Unlikely Cousins". Royal Ontario Museum (İngilizce). 25 Eylül 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Ekim 2021. 
  6. ^ Bogota, Chris Kraul Chris Kraul covered South America for the Los Angeles Times from his base in; in 1987, Colombia He joined the paper; border, was business editor of the San Diego edition until it closed in 1992 He then began covering the; Afghanistan, Mexican economies until his assignment to The Times’ Mexico City bureau in 2001 He reopened the paper’s Bogota bureau in 2006 He has also covered the wars in; Florida, Iraq He is a graduate of the University of South; News, also has been a reporter at the San Jose Mercury; Union-Tribune, San Diego; Journal, the San Diego Business (20 Aralık 2006). "A hippo critical situation". Los Angeles Times (İngilizce). 30 Haziran 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Ağustos 2022. 
  7. ^ "Colombia Has A Hippo Problem, Thanks To Pablo Escobar". NPR.org (İngilizce). 16 Ağustos 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Ağustos 2022. 
  8. ^ Semana (19 Ocak 2021). "En 10 años Colombia tendrá 150 hipopótamos". Semana.com Últimas Noticias de Colombia y el Mundo (İspanyolca). 23 Ocak 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Ağustos 2022. 
  9. ^ "How Many People Die from Hippos? 2022 Numbers & Stats" (İngilizce). 4 Nisan 2022. 15 Nisan 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Ağustos 2022. 
  • Ronald M. Nowak: Walker’s Mammals of the World. Johns Hopkins University Press, Baltimore 1999, ISBN 0-8018-5789-9
  • Hubert Hendrichs: Artiodactyla (Paraxonia), Paarhufer. In: Wilfried Westheide, Reinhard Rieger (Hrsg.): Wirbel- oder Schädeltiere. Spektrum, Heidelberg 2004, ISBN 3-8274-0307-3 (Spezielle Zoologie. Teil 2)
  • Hans Klingel: Hippopotamus amphibius Common Hippopotamus. In: Jonathan Kingdon, David Happold, Michael Hoffmann, Thomas Butynski, Meredith Happold und Jan Kalina (Hrsg.): Mammals of Africa Volume VI. Pigs, Hippopotamuses, Chevrotain, Giraffes, Deer and Bovids. Bloomsbury, London, 2013, S. 68–78
  • R. L. Lewison: Family Hippopotamidae (Hippopotamuses). In: Don E. Wilson und Russell A. Mittermeier (Hrsg.): Handbook of the Mammals of the World. Volume 2: Hoofed Mammals. Lynx Edicions, Barcelona 2011, ISBN 978-84-96553-77-4, S. 318