Yatıştırma politikası
Yatıştırma politikası uluslararası diplomaside savaşın önlenmesi için saldırgan bir devlete siyasal, maddi veya coğrafi ödünler verilmesini tarif eder. Terim çoğunlukla II. Dünya Savaşı'na giden 1935-1939 döneminde Nazi Almanyası ve Faşist İtalya karşısında bu siyaseti güden Birleşik Krallık hükûmetleri için kullanılır.[1] Başbakanlar Ramsay MacDonald (1929-1935), Stanley Baldwin (1935-1937) ve son olarak Neville Chamberlain (1937-1940) bu siyasetle anılır. İngiltere'nin baskısı altında Fransa da Nazizm ve Faşizmi yatıştırma siyaseti gütmüştür.
Arka plan
[değiştir | kaynağı değiştir]1930'lu yılların başında I. Dünya Savaşı'nın yarattığı travma ve genel savaş karşıtı tutum henüz canlıyken saldırgan devletlere karşı yatıştırma siyaseti genel olarak kabul görmekteydi. Özellikle savaşın sonunda imzalanan Versay Antlaşması'nın Almanya'ya yönelik ağır koşulları bu siyasete göz yumulmasını sağlamaktaydı. Ayrıca genel olarak yükselen faşizmin komünizm karşıtı yönü bu uygulamanın önünü açıyordu. Ancak Adolf Hitler Almanyasına ve Benito Mussolini İtalya'sına verilen ödünlerin en sonuncusu olan 1938 Münih Antlaşması bardağı taşıran son damla olmuş, İngiltere İşçi Partisi, Muhafazakâr Partiden geleceğin başbakanı olacak olan Winston Churchill ve Anthony Eden bu siyasete cepheden karşı çıkmıştır.
Yatıştırma siyaseti uyarınca atılan adımlar
[değiştir | kaynağı değiştir]- Japonya'nın Mançurya'yı istilası
- İngiliz-Alman Denizcilik Antlaşması
- Somali Krizi
- Renanya'nın yeniden silahlandırılması
- İspanya İç Savaşı'na müdahale etmeme siyaseti
- Avusturya'nın ilhakı
- Münih Antlaşması (1938)
Ayrıca Nazi Almanyası'nın 1 Eylül 1939 tarihinde Polonya'ya saldırmasının ardından İngiltere Almanya'ya savaş ilan etse de taraflar birbirlerine karşı yaklaşık sekiz ay fiili askerî harekâta girişmezler. Tuhaf Savaş olarak da adlandırılan bu dönem de yatıştırma siyasetinin bir devamı sayılabilir.
Eleştiriler
[değiştir | kaynağı değiştir]“ | Yatıştırma politikası Neville Chamberlain tarafından icat edilmedi. Bunun kökleri Bolşevizm korkusunda yatıyor. 1926 Genel Grevi ve kapitalizmin küresel krizi, muhafazakâr siyasetçiler için devrim tehlikesinin son derece yakıcı bir şekilde hissedilmesine yol açtı. Dolayısıyla kendi ülkelerinde sosyalistleri ve komünistleri ezmiş olan Almanya ve İtalya'daki rejimlere yönelik tutumlarında bir çekingenlik mevcuttu. | „ |
—Anthony Beevor (Tarihçi)[2] |
Kaynakça
[değiştir | kaynağı değiştir]- ^ Britannica Ansiklopedisindeki ilgili madde 13 Mayıs 2022 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. (İngilizce) 15 Haziran 2022 tarihinde erişilmiştir
- ^ Antony Beevor, The Battle for Spain: The Spanish Civil War 1936–1939, Penguin, 2006, s.133
Ayrıca bakınız
[değiştir | kaynağı değiştir]- Dış politika
- Siyasi tarih
- II. Dünya Savaşı dış politikası
- Münih Antlaşması (1938)
- Birleşik Krallık'ın dış ilişkilerin tarihi
- 1930'larda Birleşik Krallık
- 1930'larda siyaset
- 20. yüzyılda tartışmalar
- 20. yüzyılda uluslararası ilişkiler
- Adolf Hitler
- Uluslararası ilişkiler
- Çağdaş Avrupa
- Neville Chamberlain
- Siyasi kavramlar
- II. Dünya Savaşı politikası
- Diplomasi türleri