saz

Farsça, Eski Fransızca

saz (belirtme hâli sazı, çoğulu sazlar)

1. (hasır otugiller) hasır otu

   Köyün saz kaplı, karanlık çökmüş damlarına seslendi. - H. E. Adıvar

2. (müzik aletleri) her tür müzik aracı, çalgı
3. (müzik) Türk halk müziğinde bağlama, cura, tar vb. mızraplı çalgıların genel adı
4. (müzik aletleri) Türk halk müziğinde kullanılan, gövdesi ağaçtan oyularak yapılmış, telli, uzun saplı çalgı, bağlama

   İnce ve yüksek bir sanat eseri olan saz da milliyetimizin bir hususiyetidir. - A. Ş. Hisar

5. (müzik) birden çok çalgının bulunduğu takım
6. çalgılı eğlence yeri

• nefesli sazlar, üflemeli sazlar, vurmalı sazlar, yaylı sazlar
• bağlama, cura, tar

saz (karşılaştırma daha saz, üstünlük en saz) saz

1. saz kamışından yapılmış

• kırkından sonra saz çalmak

• Türk Dil Kurumuna göre "saz" maddesi

• Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az

saz

1. saz

1. sağ selamet, rahat

saz e

1. (müzik) bağlama, saz

saz

1. saz (kamış), sazlık

saz

1. (müzik) müzik, musiki

• KÚNOS, Dr. Ignaz (1902). Şeyh Süleyman Efendi, Çağatayca-Osmanlıca Sözlük. Budapeşte: Section Orientale de la Société Ethnographique Hongroise.

saz n

1. ayar