[go: up one dir, main page]

İçeriğe atla

Vikisözlük sitesinden
Ayrıca bakınız: IS, Is, is, is-, , ís, īs

Türkçe

[değiştir]

Söyleniş

[değiştir]
IPA(anahtar): /ˈiʃ/
Heceleme:

(belirtme hâli işi, çoğulu işler) -şi

Vikipedi
Vikipedi
hakkında Türkçe Vikipedi'de ansiklopedik bilgi bulabilirsiniz.
  1. bâzı deyimlerde "yarar, çıkar" mânâsında kullanılan bir söz
    Bu işime gelmez. O işini bilir.
  2. bir değer meydana getiren emek
  3. bir kişiye mahsus olan görüş, anlayış
    Bu bir zevk işidir.
  4. bir sonuç elde etmek, herhangi bir şey ortaya koymak için güç harcayarak yapılan etkinlik, çalışma
    İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir.ää . - Sait Faik Abasıyanık
  5. birinden istenen hizmet veya birine verilen vazife
    Şimdi Mısır'a memuru olduğum bankanın bir işi için geldim. - Ömer Seyfettin
  6. emek, işçilik, ustalık
    Bu örtü, işi ağır bir örtüdür.
  7. geçim temin etmek için herhangi bir sahada yapılan çalışma, meslek
    Sonunda bir buldum. - Sait Faik Abasıyanık
  8. gizli sebep veya maksat
    Çoktandır köylünün şurada burada yayıp gezeceği ehemmiyetli bir , bir keramet gösterememişti. - Refik Halit Karay
  9. herhangi bir maksatla kurulan düzen
    İşlerini bırakmışlar, dükkânlarını kapamışlar, akın akın şehri terk edip gidiyorlardı. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu
  10. herhangi bir yere düzen verici, günlük yaşayışı sağlayıcı her türlü çalışma
    Bu evin işi çok.
  11. işlem
    İşimi görmediler.
  12. kabiliyet, yetenek
    Demek bende daha varmış ki ilin öğretmeni seçtiler. - Muzaffer İzgü
  13. kamu faydasına yapılan işler
    Güvenlik işleri.
  14. konu, maslahat, mevzu, mesele, sorun
    Etrafın gülüşmeleri arasında anlaşıldı. - Hüseyin Cahit Yalçın
  15. nakış, örgü, makrome gibi elde yapılan şey
    Komşu kadın elindeki işini dizine bırakıp geline döndü. - Memduh Şevket Esendal
  16. yapılan şey, davranış
    Yoksullara yardım etmekle çok iyi bir yapmıştım.
  17. (ekonomi) maliye, tarım, ticaret, sanayi v.s. sahalara ilişkin ekonomik etkinliklerin bütünü
    İşler durgun.
  18. (ticaret) alışveriş; ticarî anlaşma
  19. (fizik) bir kuvvetin uygulama noktasını hareket ettirirken harcadığı güç
    Erg, jul, kilogrammetre, vatsaat, kilovatsaat ve enerji birimleridir.

Çekimleme

[değiştir]

Deyimler

[değiştir]

anlamadığı işe burnunu sokmak, çekmek işi, dartıla dartıla iş görmek, iş açmak, iş birliği, iş birliği yapmak, iş çatallaşmak, iş görmek, iş insanı, iş karşılığı, iş merkezi, iş yapma, iş yapmak, iş yeri, işin içinde iş var, işini bilmek, kaynaşmak işi yaptığı iş

Türetilmiş kavramlar

[değiştir]

işçe, işçi, işçik, işken, işle, işli, işse, işsiz, işveren

Çeviriler

[değiştir]

Kaynakça

[değiştir]

Atasözleri

[değiştir]

Azerice

[değiştir]

Söyleniş

[değiştir]
Heceleme:

  1. eylem, fiil
  2. (fizik)

Kaynakça

[değiştir]
  • Tahsin Mayatepek Raporları

Çağatayca

[değiştir]

Söyleniş

[değiştir]
  • Heceleme:
  1. amel, fi'l
  2. harb, kyar, rezm, sülh

Eski Türkçe

[değiştir]
Düzenleme yapıldıktan sonra bu not silinmelidir.
  1. (fizik)

Gagavuzca

[değiştir]

Söyleniş

[değiştir]
  • Heceleme:

Köken

[değiştir]
Eski Türkçe ()

  1. (fizik)

Mayaca

[değiştir]

Söyleniş

[değiştir]
  • Heceleme:

  1. dişi

Şorca

[değiştir]
Düzenleme yapıldıktan sonra bu not silinmelidir.
  1. (fizik)

Eylem

[değiştir]
  1. içmek

Tatarca

[değiştir]

Söyleniş

[değiştir]
  • Heceleme:

  1. (çorabın eşi gibi)

Kaynakça

[değiştir]
  • Etymological Dictionaries - Andras Rajki
  • KÚNOS, Dr. Ignaz (1902). Şeyh Süleyman Efendi, Çağatayca-Osmanlıca Sözlük. Budapeşte: Section Orientale de la Société Ethnographique Hongroise.