[go: up one dir, main page]

Türkçe

değiştir

inmek (üçüncü tekil şahıs geniş zaman çekimi iner)

  1. yüksekten veya yukarıdan aşağıya doğru gelmek
  2. bir taşıt veya binek hayvanından yere basmak
    Tramvayın ön tarafından hızla inerken, arkasından bir sesin bağırdığını gördü. - P. Safa
  3. dağ, tepe vb. yüksek bir yerden gelmek
    Dağdan kurt indi.
  4. bir yerden başka bir yere gitmek, varmak (-e)
    Bünyamin, gücünün yettiği kadar hızlı yürüyüp Haliç'e indi. - İ. O. Anar
  5. konaklamak (-e)
    Samananbarı köyünün en büyük ve gösterişli evine inmişlerdi. - H. E. Adıvar
  6. alçalıp eski durumuna dönmek
    Sular indi. Şiş indi.
  7. (ekonomi) fiyatı düşürmek
    Bin lira daha indim, gene almadı.
  8. değeri düşmek
    Altın fiyatları indi.
  9. (argo) vurmak (-e)
    Şimdi kafana inerim!
  10. yıkılmak
    Yağmurdan duvar inmiş.
  11. inme gelmek (-e)
    Sağ tarafına inmiş.
  12. bir yeri kaplamak, basmak veya bir yerden akmak, kaymak
    Gemi baş döndüren zaferli bir gürültüyle indi sulara... - Ç. Altan
  13. uzamak, ulaşmak
    Beyaz taşlardan yapılmış kısa bir duvarın ötesindeki zeytinlik ta vadiye kadar iniyordu. - Ö. Seyfettin
  14. ağmak
  15. sayısı azalmak
    Evvelden daha çok olduğumuzu zannettiğim hâlde sayımız son günlerde bu miktara inmiştir. - R. N. Güntekin

Karşıt anlamlılar

değiştir

Deyimler

değiştir

aşağıya inmek, başına feleğin tokmağı inmek, gökten zembille inmek, halka inmek

Çeviriler

değiştir

Kaynakça

değiştir

Çağatayca

değiştir
  1. nuzul, tenezzül etmek
  2. itât etmek

Eski Türkçe

değiştir
Düzenleme yapıldıktan sonra bu not silinmelidir.
  1. inmek