[go: up one dir, main page]

Kuyucaklı Yusuf

1937'de yayımlanan bir Sabahattin Ali romanı
29 Eylül 2024 tarihinde kontrol edilmiş kararlı sürüm gösterilmektedir. İnceleme bekleyen 2 değişiklik bulunmaktadır.

Kuyucaklı Yusuf, o zamana kadar bir öykü yazarı olarak tanınan Sabahattin Ali'nin 1937 yılında kaleme aldığı ve yayımladığı ilk romanıdır. Romanın baş kahramanı olan Yusuf, Türk edebiyatının en romantik karakterlerinden birisi olarak kabul edilir. Roman, Millî Eğitim Bakanlığı’nın ortaöğretim öğrencilerine tavsiye ettiği "100 Temel Eser" listesinde yer almaktadır.

Kuyucaklı Yusuf
Kitabın ilk basımı (1937)
YazarSabahattin Ali
Ülke Türkiye
DilTürkçe
KonuÖksüz ve yetim bir çocuğun dram dolu yaşamı
TürRoman
Yayım1937
YayımcıYeni Kitapçı (ilk)
Sayfa220
ISBN975-080-001-X

Roman, 1985 yılında Feyzi Tuna tarafından aynı adla sinemaya uyarlandı.

1903 yılının yağmurlu bir sonbahar gecesinde Aydın ilinin Nazilli ilçesinin Kuyucak köyünde bir karı kocanın öldürülmesi olayını soruşturmaya giden Nazilli Kaymakamı Salahattin Bey, anne babası gözleri önünde katledilmiş olan 9 yaşındaki Yusuf'u, evlatlık olarak alıp evine götürür.[1]

Salahattin Bey, kendisinden 15 yaş küçük olan Şahinde Hanım ile evlidir. Hem yaş farkı, hem de mizaç bakımından uyuşmazlık yaşadığı eşiyle zor yürüttüğü ilişkisi, Yusuf'u eve getirmesiyle daha da bozulur. Şahinde, kocasının eve getirdiği bu köylü çocuğunu sevmez ve benimsemez. Yusuf, evin küçük kızı Muazzez ile birlikte, karı koca arasındaki huzursuzluğun içinde büyür. Salahattin Bey'in, Yusuf'u eve getirişinden bir yıl sonra Edremit'e tayini atanır. Yusuf, evdeki karı koca kavgalarının getirdiği huzursuzluğa rağmen, Edremit'te mutlu bir çocukluk geçirir.

19 yaşına gelen Yusuf, bir bayram günü, kaymakamın kızı Muazzez'e kasaba eşrafından Hilmi Bey'in oğlu Şakir'in sataşması üzerine onunla kavga eder. Bu olay sonucu kasabanın en zengini olan fabrikatör Hilmi Bey'in gücü ile karşı karşıya gelir. Şakir, bayram yerindeki olaydan bir süre önce Kübra adında bir genç kıza tecavüz etmiştir. Şakir, babası ve Hacı Ethem Bey'in tertibi ile Kübra ve annesini de kullanarak suçu Yusuf'a yüklemeye çalışır. Ancak Kübra'nın itirafı sonucu plan başarısız olur. Yusuf tarafından korunan Kübra ve annesi, kaymakamın zeytinliğinde çalışmaya başlar; bu durum Şakir'in Yusuf'a kinini arttırır.

İlk defa bir genç kıza gösterdiği ilgisi ters karşılanan Şakir, Yusuf'la kavgasından sonra Muazzez'le evlenmek ister. Babası Hilmi Bey, evliliğe kaymakamı ikna etmek için yeni bir plan yapar. Salahattin Bey'i hileli bir kumar oyununa dahil ederek borçlandırır. İmzalattığı senetler karşılığında Muazzez'i oğlu Şakir'e ister. Şahinde Hanım, kızını Şakir ile evlendirme düşüncesini sevinçle karşılar fakat Selahattin Bey işi sürüncemede bırakır; Kübra'ya Şakir'in tecavüz ettiğini öğrenince, borcu ödeyip kızını Şakir'le evlenmekten kurtarmanın yollarını arar.

Yusuf, esnaf arkadaşı olan Ali'den para alarak kaymakamın borcunu kapatır ve karşılığında Muazzez'i onunla evlendirmeyi düşünür. Muazzez ise Yusuf'u sevdiği için Ali ile evlenmeye yanaşmaz. Yusuf, Ali'ye Muazzez'in onunla evlenmek istemediğini söyleyemeyip zeytinliğe kapanır. Şakir, evlilik hazırlıklarına başlayan Ali'yi, bir arkadaşlarının düğününde bütün kasabanın gözü önünde öldürür. Güçlüden yana olan kasaba halkı, el birliği ile bu cinayeti örtbas eder.

Şakir'in Muazzez ile evlenme düşüncesi Şahinde Hanım'ın da teşviki ile yeniden canlanır. Bunu öğrenen Yusuf, Muazzez'i kaçırıp onunla evlenir. Yusuf, tahrirat katibi olarak kaymakamlıkta işe girer. Bir akşam, kalbinden rahatsızlanan Salahattin Bey ölür. Yeni atanan Kaymakam İzzet Bey, Şakir ve Hilmi Bey'in oyuncağı gibidir; onların isteğiyle Yusuf'u masabaşı işten alıp süvari tahsildarı yapar. O köy köy gezerken, Muazzez annesinin ısrarları ve paranın cazibesi sonucu eşraf ve bürokratların evlerindeki içki âlemlerine katılır, alkole alışır ve kendi evlerinde içki âlemleri düzenler. Durumdan şüphelenen Yusuf, bir gece habersiz çıkıp gelir. Gördüğü durum karşısında çılgına dönerek, her yana gelişigüzel ateş eder. Yanlışlıkla Muazzez'i vurur, onun yaralandığının farkında olmayarak onu atına atıp kaçırır.

Muazzez yolda ölür. Yusuf, karısını kendi elleriyle gömer ve atını dağlara doğru sürer.

Yazım ve basım süreci

değiştir

Sabahattin Ali'nin ilk eseri olan Kuyucaklı Yusuf, yazarın 1931'de Aydın'daki cezaevinde yatarken tanıştığı Yusuf'un yaşadıklarından yola çıkılarak kaleme alındı.[2] 1931-1932 yılları arasında tamamlandığı düşünülen eser,[3] üç cilt olarak tasarlansa da sadece bir cildi yazıldı. Cevdet Kudret Solok, Sabahattin Ali ile yaptığı bir söyleşiye dayanarak eğer yazılsaydı ikinci cildin Çineli Kübra, üçüncü cildin de dağdan şehre inen Yusuf'un dünyasını konu alacağını bildirmiştir.[4] Kuyucaklı Yusuf, ilkin Konya'da yayımlanan Yeni Anadolu gazetesinde tefrika edildi fakat ücret anlaşmazlığından ötürü yarıda kesildi. Mart 1936'da Projektör dergisinin birinci ve Kasım 1937'de Varlık dergisinin sekizinci sayısında yayımlandı fakat yarıda kesildi. Romanın tamamı 9 Kasım 1936 ile 21 Ocak 1937 tarihleri arasında Tan gazetesinde tefrika edildi[5] ve 1937'de Yeni Kitapçı tarafından basıldı. Sonrasında beşinci baskıya kadar Akba Kitabevi (1943), Varlık Yayınları (1965), Bilgi Yayınları (1972), Cem Yayınları (1980) tarafından yayımlandı. Kitap 2001'den beri Yapı Kredi Yayınları tarafından basılmaktadır. 2017'de Kuyucaklı Yusuf 80 Yaşında özel baskısı yayımlandı. Yazarın vefatının 70. yılının dolması sebebiyle 2018 yılından itibaren çeşitli yayınevleri tarafından yayımlanmıştır.

Eleştiriler

değiştir

Yazarın ilk romanı olan eser, Türk edebiyatının önemli romanlarından biridir.[6] Diğer eserlerinde genel olarak toplumsal gerçekçi edebiyat çizgisini sürdüren Sabahattin Ali, bu ilk romanında bu çizginin dışına çıkarak romantik edebiyata yakınlaşır. 20. yüzyıl başında Edremit'te romanın baş karakterleri olan Yusuf ile Muazzez'in aşkı etrafında gelişen eser, romantik felsefeden kaynaklanan zengin ve fakir, zalim ve mazlum, saf olanla yozlaşmış olan, doğal hayat ve yapay hayat, köy ve kent, medeniyet ve tabiat arasındaki karşıtlıklardan beslenir. Bu evrensel temanın yanı sıra Anadolu kasabasındaki toplumsal, töresel yaşamı güçlü bir gözlemcilikle yansıtır. Romanda kasaba ve köy gerçekliği; bir bireyin iç dünyası, yalnızlığı ve değerleri üzerinden anlatılmaktadır. Kasaba hayatında eşraf ve bürokrasinin kurduğu adaletsiz düzene romanda geniş yer verilir ve bu düzen eleştirilir. Romanın sonunda Yusuf'un kasabadaki eşraf ve bürokrat temsilcilerini öldürerek atını dağlara doğru sürmesi nedeniyle eser, Türk edebiyatındaki başkaldırı ve eşkıya romanlarının öncüsü kabul edilir.[6] Eleştirmen Alaattin Karaca'nın iddiasına göre Yusuf karakteri, köyden kente çeşitli nedenlerle göç eden ve uyum sağlayamayan köylü tipinin de habercisidir.[6]

Berna Moran, Kuyucaklı Yusuf'u başarılı bir roman olmasının ötesinde öncü bir yapıt olarak değerlendirir. Türk Edebiyatına Eleştirel Bir Bakış adlı incelemesinin 2. cildinde romanın önemini şu sözlerle tarif eder: Tanzimat'tan 1950'lere kadarki Türk romanının ana sorunsalını Batılılaşma oluşturuyordu. Yazarlarımız toplumsal yapının kendine yönelmiyor, mevcut düzeni sorgulamıyorlardı. Toplumsal yapıyı, ezilen halk ya da köylü sınıfının durumunu ele alan romanlar gerçi 1950'­ lerden sonra görülür, ama bunların ilk örneği 1937'de ya­yımlanan Kuyucaklı Yusuf'tur. Ayrıca, romana Anadolu'yu da bu sorunsalla birlikte getirmiş olması Kuyucaklı Yusuf'u başka bir yönden daha öncü yapar. Bilindiği gibi Sabahat­tin Ali'den önce, İstanbul sınırlarını aşarak Anadolu'ya eğilmiş, Halide Edip Adıvar, Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Reşat Nuri Günte­kin gibi yazarlar vardı, ama Vurun Kahpeye, Yaban, Yeşil Ge­ce gibi romanların sorunsalı Batılılaşmanın bir uzantısıdır, çünkü ideolojik bakımdan gerici-ilerici, yobaz-aydın çatışması üzerine kurulmuşlardır. Kuyucaklı Yusuf'ta ise böyle bir sorun yok. Sabahattin Ali'nin gördüğü çatışma toplum­sal yapıdan kaynaklanır; bir yanda bürokrasi ve eşraf var­dır bir yanda da ezilen halk.[7]

Kaynakça

değiştir
  1. ^ Sabahattin Ali’nin Romanlarında Aydınlar 7 Nisan 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., Zeliha Güneş, Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2000-2001.
  2. ^ Kudret, Cevdet (1 Şubat 1966). "Sabahattin Ali Üzerine Notlar II". Varlık, 663. s. 6. 
  3. ^ Coşkun, Sakıp (Nisan 1974). "Sabahattin Ali'nin Romanları". Yarına Doğru, 6. s. 20. 
  4. ^ "Bitmemiş Bir Destan:Kuyucaklı Yusuf" 7 Nisan 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., Yakup Çelik.
  5. ^ Bezirci, Asım (1987). Sabahattin Ali. İstanbul. s. 190. 
  6. ^ a b c Kuyucaklı Yusuf 27 Ekim 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., Alaattin Karaca, Türkoloji dergisi, Cilt 14 Sayı 1.
  7. ^ Berna Moran (1990). Türk Romanına Eleştirel Bir Bakış, Cilt 2. İletişim Yayınları. s. 17. 

Dış bağlantılar

değiştir