[go: up one dir, main page]

III. Ahmed

23. Osmanlı padişahı (1703–1730)
(III. Ahmet sayfasından yönlendirildi)

III. Ahmed divan edebiyatındaki mahlasıyla Necib (Osmanlıca: احمد ثالث, Aḥmed-i Sālis; 30 Aralık 1673, Dobriç - 1 Temmuz 1736, İstanbul), 23. Osmanlı padişahı, 102. İslam halifesi ve Lale Devri padişahıdır.

III. Ahmed
احمد ثالث
İslâm Halifesi
Emîrü'l-mü'minîn
İki Kutsal Caminin Hizmetkârı
Jean Baptiste Vanmour tarafından 18.yy yapılmış III. Ahmed'in portresi
23. Osmanlı Padişahı
Hüküm süresi22 Ağustos 1703 - 20 Eylül 1730
(27 yıl ve 29 gün)
Önce gelenII. Mustafa
Sonra gelenI. Mahmud
102. İslâm Halifesi
Hüküm süresi22 Ağustos 1703 - 20 Eylül 1730
Önce gelenII. Mustafa
Sonra gelenI. Mahmud
Doğum30 Aralık 1673
Dobriç, Osmanlı İmparatorluğu
Ölüm1 Temmuz 1736 (62 yaşında)
Konstantiniyye, Osmanlı İmparatorluğu
DefinTurhan Sultan Türbesi, İstanbul, Türkiye
Eş(ler)iEmine Mihrişah Kadınefendi
Rabia Şermi Kadınefendi
Diğerleri
Çocuk(lar)ı
Tam adı
Ahmed bin Mehmed
HanedanOsmanlı Hanedanı
BabasıIV. Mehmed
AnnesiEmetullah Râbia Gülnûş Sultan
Diniİslam
İmza
III. Ahmed (Levni)
Lale Devri'nde Sultan Ahmed, 1720
Sultan 3. Ahmet döneminde basılan Osmanlı parası
Sultan 3. Ahmet döneminde basılan Osmanlı parası (Amasya Müzesi)

Babası Sultan IV. Mehmed, annesi Emetullah Râbia Gülnûş Sultan'dır. Sultan II. Mustafa'nın öz kardeşi olan Sultan III. Ahmed, iyi bir tahsil ve terbiye görmüş, ünlü hocalardan dersler almıştı.

Sultan III. Ahmed, ağabeyi Sultan II. Mustafa'nın tahttan indirilmesi üzerine 22 Ağustos 1703 tarihinde 30 yaşında iken Edirne'de tahta geçti. Osmanlı Devleti açısından önemli bir yere sahip olan Lale Devri boyunca padişahlık yapan Sultan III. Ahmed, hâttat ve şâirdi. "Necib" mahlasıyla şiirler yazdı. Ayrıca musiki ile de yakından ilgileniyordu. Divan şairlerinden Urfalı Nâbi Efendi'nin hem kendisini hem de şiirlerini çok severdi.

Din adamlarına çok yakındı. Cerrahî tarikatı şeyhi Nûreddin Cerrâhî'nin ve Halvetî şeyhi Hasan Ünsî'nin sohbetlerine sık sık katılırdı. Tasavvuf tarihçisi Hüseyin Vassaf'ın verdiği bilgiye göre Kapı Kethüdasının ölümü üzerine boş kalan Karagümrük'teki konağını Nûreddin Cerrâhî'ye vererek Karagümrük'teki Nûreddin Cerrâhî tekkesinin kurulmasına vesile olmuştur.[1]

Gençliği diğer Osmanlı şehzadelerine göre bir hayli serbest geçti. Şehzadelerin öldürilmesi geleneği kalktığından, rahat bir hayat sürdü. İstediği her şeyle ilgilendiği için bilgisi de, görgüsü de arttı. Avrupa'daki gelişmeleri inceleme fırsatı buldu ve matbaanın Osmanlı Devleti'ne gelmesi için çok çaba sarf etti. 27 yıl gibi uzun bir süre tahtta kalan Sultan III. Ahmed, çıkan Patrona Halil İsyanı sonucunda, 20 Eylül 1730 tarihinde padişahlıktan çekilmek zorunda kaldı.

Sultan III. Ahmed'in padişahlığının ilk günleri, tamamen disiplinden çıkmış yeniçerileri yatıştırma gayretleri ile geçti. Ancak kendisini padişah yapan yeniçerilere karşı etkili olamadı. Sultan III. Ahmed'in sadrazamlığa getirdiği Çorlulu Ali Paşa, ona idari konularda yardımcı olmaya çalıştı, hazine için yeni düzenlemelerde bulundu ve Sultan III. Ahmed'e rakipleriyle mücadelesinde destek oldu.

Sultan III. Ahmed zamanında Rusya ile olan ilişkilerde gerginlik yaşandı. Bunun sebebi Rusya'nın Orta Asya üzerinde yayılma siyaseti izlemesi, Balkanlar'daki toplumları Slavlaştırmaya çalışması, açık ve sıcak denizlere inmek istemesiydi.

III. Ahmed ve I. Mahmud döneminde ilköğretim zorunlu hale getirilmiştir.

Saltanatı dönemindeki önemli olaylar

değiştir

Prut Savaşı

değiştir

Sadrazam Baltacı Mehmet Paşa yönetimindeki ordu Kırım Hanlığı ordusunun desteğiyle Ruslar'ı Prut Nehri kıyısında kıstırdılar ve yendiler. Prut Savaşı denilen bu savaşı Osmanlılar'ın kazanması üzerine 21 Temmuz 1711 tarihinde Prut Antlaşması imzalandı. Antlaşmanın koşulları şunlardır: 1. Azak Kalesi Osmanlılar'a geri verilecek. 2. Ruslar İstanbul'da daimi elçi bulundurmayacaklar. 3. İsveç Kralı Şarl'ın serbestçe ülkesine dönmesine izin vereceklerdi. 4. Ruslar Lehistan'ın içişlerine karışmayacaklardı.

Rusya, Osmanlı Devleti ile mücadelesinde kendi lehine bir zemin yaratmak istiyordu. Osmanlı Devleti içinde yaşayan Ortodoks toplumları kışkırtarak Osmanlı Devleti'ni zayıflatacak ve yapacağı savaşlarda daha önce kaybettiği toprakları geri alacaktı. Eflak ve Boğdan Beyleri'ni Osmanlılar'a karşı kışkırtan Rus Çarı Deli Petro, Poltova Savaşı'nda (28 Haziran 1709), İsveç Kralı XII. Karl'ı yenince, Demirbaş Şarl Osmanlılar'a sığınarak 1 Şubat 1713'e kadar beş yıl süre ile Bender'de mülteci olarak kaldı. İsveç Kralı'nı kovalayan Rus birliklerinin Osmanlı topraklarına akınlar düzenlemesi üzerine, Osmanlı Devleti Rusya'ya karşı savaş ilan etti (1711).

 
Sadrazam Nevşehirli Damad İbrahim Paşa Fransız elçisini kabul ediyor, Jean-Baptiste Vanmour, Suna ve İnan Kıraç Vakfı Oryantalist Resim Koleksiyonu,17 Ekim 1724

Sadrazamlığa getirilen Baltacı Mehmet Paşa, 100.000 kişilik bir orduyla Tuna'yı geçerek Eflak'a girerken, Osmanlı donanması da Karadeniz'e açıldı. Osmanlı kuvvetleri, Kırım ordusunun da desteği ile Rus birliklerini Prut Nehri kıyısında çember içine aldılar. O an için kurtuluş imkânı bulunmayan Rus Çarı Deli Petro, Moskova'ya bir mektup yazarak durumun zorluğunu ve ümitsizliğini anlattı. Çariçe I. Katerina araya girerek Osmanlı Devleti'ne barış teklifinde bulundu. Hem Kırım Hanı, hem de İsveç Kralı saldırıya geçilip Rus ordusunun yok edilmesini savunuyorlardı. Ancak Baltacı Mehmet Paşa, yeniçerilere güvenmiyordu.

Kuşatma sırasında yeni bir kutsal ittifakın oluşturulabileceği düşüncesine sahip olan ve Osmanlı ordusunun çok yıpranacağı endişesini taşıyan Baltacı Mehmet Paşa barış yapılmasını kabul etti (21 Temmuz 1711). İmzalanan Prut Antlaşması ile Azak Kalesi Osmanlılar'a geri verildi. Ruslar, İstanbul'da devamlı bir elçi bulundurmayacak ve İsveç Kralı Şarl'ın serbestçe ülkesine dönmesine izin vereceklerdi.

Osmanlı Devleti kazandığı bu başarıdan sonra, daha önce kaybedilen Mora Yarımadası'nı da geri almak istiyordu. Venedikli korsanların Osmanlı ticaret gemilerine saldırmaları ve Mora halkının Osmanlı Devleti'nin yönetimi altına girmeyi istemesi Venedikliler'e savaş açılmasına neden oldu (8 Aralık 1714). Silahdar Damad Ali Paşa, Modon, Koron ve Navarin'i alarak Mora'yı fethetti (22 Ağustos 1715).

1715-1718 Osmanlı-Avusturya-Venedik Savaşı ve Pasarofça Antlaşması

değiştir
 
III. Ahmed enderunlulara altın para atarken

Avusturya'nın Karlofça Antlaşması gereğince Mora'nın Venedikliler'e geri verilmesini istemesi üzerine, Avusturya'ya da savaş açıldı. Sadrazam Silahdar Damad Ali Paşa Osmanlı ordusu ile birlikte Macaristan'a girdi. Petrovaradin Muharebesi'nde Savoy Prensi Eugen komutasındaki Avusturya ordusu Osmanlı kuvvetlerini bozguna uğrattı (5 Ağustos 1716) ve Sadrazam Silahdar Damad Ali Paşa öldü. Bu bozgundan sonra 18 Ağustos 1717 tarihinde Belgrad düşman eline geçti. Silahdar Ali Paşa'nın yerine sadrazamlığa getirilen Damad İbrahim Paşa barış teklif etti. Yapılan Pasarofça Antlaşmasına göre yukarı Sırbistan, Belgrad ve Banat yaylası Avusturya'ya, Dalmaçya, Bosna ve Arnavutluk kıyıları Venedik'e verildi, Mora Yarımadası Osmanlılarda kaldı (1 Temmuz 1718).

 
Pasarofça Antlaşması'na göre düzenlenen Osmanlı sınırları (1718)

1724 yılında İran'da taht kavgaları başlamıştı. Bu durumdan yararlanarak İran'ı ele geçirmek isteyen Rusya harekete geçti. İran'ın Rusya'nın eline geçmesini istemeyen Osmanlı Devleti İran'a sefer düzenledi. Ruslar'la yapılan İstanbul Antlaşması'na göre Azerbaycan'da alınan yerler Osmanlılar'da kalacak, Derbent, Bakü ve Dağıstan Ruslar'a bırakılacaktı.

Lâle Devri

değiştir

1718 yılında imzalanan Pasarofça Antlaşması'ndan sonra Osmanlı Devleti'nde yeni bir dönem başlamıştı. 1730 yılındaki Patrona Halil İsyanı'na kadar, 12 yıl süren bu döneme Lale Devri denir. Sultan III. Ahmed ve Nevşehirli Damad İbrahim Paşa barışçı bir siyasetten yanaydılar. Lale Devri de bu barışçı politikaların bir ürünü olarak ortaya çıkmıştı.

 
III. Ahmed'in oğullarının sünnetinin 14. gün şenliklerinde oynayan köçekler.(Surname-i Vehbi, 1720)

Lale Devri'nde edebiyat, kültür ve sanat alanında gelişmeler olduğu gibi, teknik konularda da Avrupalı devletlerden etkilenilerek bazı yenilikler gerçekleştirildi. Bu dönemde Avrupa'ya ilk kez geçici elçiler gönderildi. 1727 yılı ortalarında Osmanlı Devleti'nde de matbaa kurulması için düzenlenen padişah fermanı üzerine, Paris Elçisi Yirmisekiz Mehmed Çelebi'nin oğlu Yirmisekizzade Mehmed Said Paşa ve İbrahim Müteferrika ilk matbaayı kurdular (16 Aralık 1727).

Lale Devri'nde Yalova'da bir kâğıt fabrikası kuruldu. İstanbul'da sık sık çıkan yangınları daha hızlı kontrol altına almak için, yeniçeriler içinden bir itfaiye örgütü oluşturuldu. Yine İstanbul'da bir kumaş fabrikası ve bir çini imalathanesi açıldı. Her tarafta birçok köşk, saray ve lale bahçeleri yapıldı. Ayrıca doğu kültürünün klasik eserleri ilk kez Türkçe'ye çevrildi. İstanbul'da halk yıllar süren savaşlardan sonra böyle bir dönem yaşamanın mutluluğu içerisinde idi.

1723-1727 Osmanlı-İran Savaşı

değiştir

1723 yılında Şirvan'da çıkan karışıklıklar üzerine Rusya ile anlaşan Osmanlı Devleti Safevî Devleti'ne savaş açtı. Kafkasya, Güney Azerbaycan ve Batı İran'da olmak üzere üç cepheden taarruza geçen Osmanlı orduları 1724-1726 arasında Gürcistan, Karabağ, Luristan ve (eski başkent Tebriz dahil) Batı İran'ı ele geçirdi. 1727 yılında İran'da yönetimi ele geçiren Hotakîler'le imzalanan Hemedan Antlaşması'yla savaş haline son verildi. Osmanlı İmparatorluğu bir kez daha 1590 yılındaki doğu sınırlarına genişledi.

 
Patrona Halil
 
Patrona Halil İsyanı sırasında yaşananlar, ressam Jean-Baptiste Vanmour'un tablosu.

Patrona Halil İsyanı ve padişahın ölümü

değiştir

Damat İbrahim Paşa'nın açtığı zevk ve sefahat devrinden memnun olmayan, bu yapılanları israf olarak gören bir kitle oluşmuştu. Bu topluluk İran seferinden olumsuz haberler gelmesi üzerine harekete geçmiş, camilerde ve diğer yerlerde propaganda yaparak ayaklanmanın zeminini oluşturmaya başlamıştı. Yeniçerilerin içerisinde de huzursuzluk belirmişti. On yedinci Ağa Bölüğü Yeniçerisi Patrona Halil ve yandaşları 25 Eylül 1730'da ayaklanmayı başlatmışlar ancak halkın onlara katılmaması endişesiyle bu girişimlerinden vazgeçmişlerdi. İsyancılar üç gün sonra Bayezit Camiinin Kaşıkçılar kapısı tarafından yürüyüşe geçerek ayaklanmayı resmen başlattılar. Esnafı da dükkânlarını kapatarak kendilerine katılmaya ikna eden isyancılar, hapishaneleri boşalttılar ve yeniçerilerden de yardım gördüler. Yeniçeri ağalarından Hasan Paşa onlara karşı harekete geçtiyse de başarılı olamadı.

Bu gelişmeler üzerine Sultan III. Ahmed isyancıların ne istediklerinin sorulmasını istedi. İsyancılar, Sadrazam Nevşehirli Damad İbrahim Paşa ile birlikte 37 kişinin kendilerine teslim edilmesini istediler. Lale Devri'nin önemli kişilerinden olan Nevşehirli Damad İbrahim Paşa ve bazı devlet adamları idam edilerek isyancılara teslim edildi. İsyan sırasında şehir tahrip edildi. İsyancılar Sadabad Köşkü'nü yaktılar. Ayrıca dönemin ünlü Divan şairlerinden Nedim de isyan sırasında, isyancılardan kaçmak için damdan dama atlarken düşerek öldü.

Patrona Halil ve diğer isyancı başları, bu sefer de tüm isteklerini yerine getiren Sultan III. Ahmed'in tahtan indirilmesini istedi. Kendisine ve ailesine zarar verilmemesi durumunda tahttan çekileceğini bildiren Sultan III. Ahmed, 1 Ekim 1730'da Osmanlı tahtını Şehzade Mahmut'a bıraktı. tahtı bırakırken yeğenine şu nasihati verdi " Vezirine teslim olma; daima ahvalini tecessüs eyle ve beş on sene birini vezarette müstakil istihdam eyleme ve kalem-i düruğ (yalan yazan, söyleyen) larına asla îtimad etme; merhamet sahibi ol ve sahaveti elden koma; gayet tasarruf üzere ol; hâlen hazinelerde olan malı zayi etme, işi kendin gör, ele îtimad eyleme; işte benim ahvalim sana nasihat için kâfidir; Oğlum; devlet işlerini baban (II. Mustafa) Feyzullah Efendi'ye ve ben veziriazama (Nevşehirli Damad İbrahim Paşa) bıraktığımızdan bu haller başımıza geldi; sen bizzat idareyi ele al."[2] 1736 yılında ölen III. Ahmed Yeni Cami Turhan Valide türbesine defnedilmiştir.

Mimari çalışmalar, sanat yapıtları

değiştir
 
III. Ahmed'in Konstantin Kapıdağlı tarafından çizilen portresi

İnce ve hassas bir ruha sahip olan Sultan III. Ahmed, Nevşehirli Damad İbrahim Paşa ile uyum içerisinde çalışmış, bu sırada yaşanan Lale Devri'nde sanata, edebiyata ve toplumsal hayata özgün bir anlayış getirilmişti. Yazmış olduğu dört Kur'an'dan birisini Ravza-i Mutahhara'ya hediye etmiştir. Bab-ı hümayun karşısında yaptırdığı güzel mimarî eserlerimizden olan meşhur çeşmenin (III. Ahmet Çeşmesi) yazısı ile Drağntan Camii tekke kapısı üzerindeki kitabe III. Ahmed'in kendi yazısıdır. Sultan III. Ahmed, Topkapı Sarayı ile Yeni Camii'de birer Kütüphane, Ayasofya'da ve İstanbul'un su ihtiyacını karşılamak amacıyla da Deryayi Sim adlı bir su bendi inşa ettirmiştir.

Bunlardan başka Üsküdar'da Yeni Valide Camii, Çorlulu Ali Paşa Medresesi, İbrahim Paşa Camii ve Külliyesi, İstanbul'da Yeni Postane arkasında Daarül Hadis ve Sebil, Ortaköy Camii önündeki çeşme, Üsküdar Şemsi Paşa'da Hüsrev Ağa Camii önündeki çeşme ve Çubuklu Camii yanındaki Mesire Çeşmesi gibi eserler yine bu dönemde yapılmıştır.

  1. Emetullah Kadın[3]
  2. Emine Mihrişah Kadın[4]
  3. Rabia Şermi Kadın[5]
  4. Ümmü Gülsüm[6]
  5. Hatem Kadın[7]
  6. Hüsnüşah Kadın[8]
  7. Hatice Kadın[8]
  8. Zeynep Kadın[6]
  9. Şahin Kadın[6]
  10. Şayeste Kadın[6]
  11. Ayşe Behri Kadın[7]
  12. Fatıma Hümaşah[8]
  13. Musli Kadın[7]
  14. Gülşen Kadın[8]
  15. Hurrem Kadın[8]
  16. Meyli Kadın[8]
  17. Ru­kiye Kadın[7]
  18. Nazife Kadın[8]
  19. Nejat Kadın[8]
  20. Sadık Kadın[8]
  21. Hanife Kadın[6]

Erkek çocukları

değiştir
  1. III. Mustafa[9] (1717-1774)
  2. I. Abdülhamid[9] (1725-1789)
  3. Şehzade Süleyman[9] (1710-1745)
  4. Şehzade Mehmed[9] (1714-1756)
  5. Şehzade Bayezid[9] (1718-1771)
  6. Şehzade İbrahim[9] (1720-1721)
  7. Şehzade Numan[9] (1723-1764)
  8. Şehzade Selim[9] (1706-1708)
  9. Şehzade Ali[9] (1706)
  10. Şehzade İsa[9] (1706)
  11. Şehzade Murad[9] (1707)
  12. Şehzade Seyfeddin[9] (1728-1732)
  13. Şehzade Abdülmecid[9] (1709-1711)
  14. Şehzade Abdülmelik[9] (1709-1711)

Kız çocukları

değiştir
  1. Fatma Sultan[9] (1704-1733)
  2. Ümmü Gülsüm Sultan (1708-1732)
  3. Emine Sultan[9]
  4. Rabia Sultan[9] (1719-1721)
  5. Habibe Sultan[9]
  6. Zeynep Sultan[9] (1714-1774)
  7. Zübeyde Sultan[9]
  8. Esma Sultan[9]
  9. Hatice Sultan[9]
  10. Rukiye Sultan[9]
  11. Saliha Sultan[9]
  12. Atike Sultan[9]
  13. Reyhan Sultan[9]
  14. Esime Sultan[9]
  15. Ferdane Sultan[9]
  16. Nazife Sultan[9] (1725-1764)
  17. Naile Sultan[9]
  18. Ayşe Sultan[9] (1715-1775)
  19. Emetullah Sultan[9]
  20. Ümmüselma Sultan
  21. Emine Sultan[9]
  22. Rukiye Sultan[9]
  23. Zeyneb Sultan[9]
  24. Sabiha Sultan[9]

Popüler kültürdeki yeri

değiştir

2012 yılında TRT 1'de yayınlanan Bir Zamanlar Osmanlı dizisinde Kerem Atabeyoğlu tarafından canlandırılmıştır.

Ayrıca bakınız

değiştir

Kaynakça

değiştir
  1. ^ "Prof. Dr. Mehmet Demirci, III. Ahmed'in Bilinmeyen Dünyası, Aktüel Tarih, Sayı: 5, sayfa 51". 
  2. ^ İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Osmanlı Tarihi Cilt IV Syf 210
  3. ^ Necdet Sakaoğlu, Bu Mülkün Kadın Sultanları, Alfa Yayınları, s. 415
  4. ^ Necdet Sakaoğlu, Bu Mülkün Kadın Sultanları, Alfa Yayınları, s. 416
  5. ^ Necdet Sakaoğlu, Bu Mülkün Kadın Sultanları, Alfa Yayınları, s. 418
  6. ^ a b c d e Necdet Sakaoğlu, Bu Mülkün Kadın Sultanları, Alfa Yayınları, s. 421
  7. ^ a b c d Necdet Sakaoğlu, Bu Mülkün Kadın Sultanları, Alfa Yayınları, s. 419
  8. ^ a b c d e f g h i Necdet Sakaoğlu, Bu Mülkün Kadın Sultanları, Alfa Yayınları, s. 420
  9. ^ a b c d e f g h i j k l m n o p q r s t u v w x y z aa ab ac ad ae af ag ah ai aj "Osmanlı Padişahları". Türk Tarih Kurumu. 18 Haziran 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Kasım 2024. 

Dış bağlantılar

değiştir
III. Ahmed
Doğumu: 30 Aralık 1673 Ölümü: 1 Temmuz 1736
Resmî unvanlar
Önce gelen
II. Mustafa
 
Osmanlı Sultanı

22 Ağustos 1703 – 1 Ekim 1730
Sonra gelen
I. Mahmud
Sünni İslam unvanları
Önce gelen
II. Mustafa
İslam Halifesi
22 Ağustos 1703 – 1 Ekim 1730
Sonra gelen
I. Mahmud