[go: up one dir, main page]

İçeriğe atla

Büyük Ordu

Vikipedi, özgür ansiklopedi
Grande Armée
Etkin1804-15
Ülke Fransa
BağlılıkI. Napolyon
TipiAskeriye
Büyüklük685,000
SloganValeur et Discipline[1]
RenkleriLe Tricolore
MarşLa Victoire est à nous
SavaşlarıÜçüncü Koalisyon
Dördüncü Koalisyon
Beşinci Koalisyon
Altıncı Koalisyon
Yüz Gün
Napolyon'un Rusya seferi
Yarımada Savaşı
Komutanlar
Ünlü
komutanları
I. Napolyon (Başkomutan)
Joachim Murat
Louis-Alexandre Berthier
Jean-de-Dieu Soult
Jean-Baptiste Bernadotte
Jean Lannes
Louis-Nicolas Davout
Michel Ney
Jean-Baptiste Bessières
Édouard Mortier
André Masséna

Büyük Ordu[2] (Fransızca: Grande Armée), Napolyon Savaşları sırasında I. Napolyon tarafından oluşturulan ve yönetilen ordu. 1804'ten 1809'a kadar Grande Armée, Fransız İmparatorluğu adına Avrupa üzerinde eşi görülmemiş bir zafer elde eden tarihi bir ordu oldu.[3]

Toplanan en büyük savaş güçlerinden bir ordu birliği olduğu yaygın olarak kabul edildi, 1812'de Fransa'nın Rusya'yı işgali sırasında korkunç kayıplar yaşadı ve bu seferden sonra taktik üstünlüğünü hiçbir zaman geri kazanamadı.[4] 1804 yılında Napolyon'un Manş Denizi'nin Fransız sahilinde, Britanya'yı istila için toplandığı ordudan sonra yeniden adlandırıldı. Napolyon daha sonra orduyu, Fransa'ya karşı toplanan Üçüncü Koalisyon'un bir parçası olan Avusturya ve Rusya tehdidini ortadan kaldırmak için doğuya yerleştirdi. Bununla birlikte, pratikte Grande Armée terimi, 19. yüzyılın başlarındaki savaşlarda Napolyon tarafından toplanan tüm çok uluslu güçleri ifade etmek için İngilizce olarak kullanılmaktadır (bkz. Napolyon Savaşları).[5]

Büyük Ordu, 1803 yılında Boulogne-sur-Mer limanında Britanya'nın işgali için L'armée des Côtes de L'océan(Okyanus Sahilleri Ordusu) olarak kuruldu. 1804'te Napolyon'un Fransız İmparatoru olarak taç giymesinin ardından, Üçüncü Koalisyon ona karşı kuruldu ve Büyük Ordu 1805'te yüzünü doğuya doğru çevirdi. Ağustos ayının sonunda Büyük Ordu, Boulogne ordugahından ayrıldı ve General Karl Mack'ın Avusturya ordusunu Ulm Kalesinde çevreleyen hızlı bir yürüyüşle kuşattı. Ulm seferi, sadece 2.000 Fransız askeri kaybına karşın 60.000 Avustralyalı esir alınması ile sonuçlandı. Kasım ayında Viyana alındı. bununla birlikte Avusturya, sahada bir ordusu daha olduğu için anlaşmaya yanaşmıyordu. Ayrıca, Avusturya'nın müttefiki Rusya, henüz harekete geçmemişti yani savaş bir süre daha devam edecekti. 2 aralık 1805'te Austerlitz Muharebesi'nde sonuç belirlenmişti. Rus Çarı I. Alexander liderliğindeki Rus-Avusturya birleşik ordusu sayıca çok daha az Büyük Ordu karşısında bozguna uğradı ve 26 Aralık 1805'te Pressburg Barışı ile sonuçlandı. Ertesi yıl Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu dağıldı. Orta Avrupa'da Fransa'nın güç kazanması, önce savaşlarda tarafsızlığını koruyan Prusya'ı endişelendirmişti. Bir dizi diplomatik görüşmelerin ardından Prusya, Rus askeri yardım vaatlerinin sözünü aldıktan sonra Fransa'ya karşı kurulan Dördüncü Koalisyon'da yerini aldı(1806). Prusya topraklarında ilerleyen Büyük Ordu "kare tabur" savaş taktiğiyle Prusya ordusunu 14 Ekim 1806'da Jena-Auerstedt Muharebesi'nde çifte yenilgiye uğrattı. Prusya 140 bin esir, 25 bin ölü ve yaralı verdi. Auerstedt'taki zaferin mimarı Mareşal Louis-Nicolas Davout'du. İmparator tarafından III. kolordusu ile Berlin'e ilk yürüme onuru kendisine verildi. Fransa bir düşmanını daha müttefiklerinin yardımı gelmeden yenilgiye uğratmıştı.

Napolyon, dikkatini bir önceki yenilgiden arta kalan Prusya ordusunun Rus müttefikleriyle birleştiği Polonya'ya çevirdi. Ancak Polonya'ya yürüyen Büyük Ordu sert kış şartlarında muharebeye girmişti. Eylau Muharebesi iki tarafında kayıp verdiği ama sonuçsuz kalan bir muharebe oldu. Sefer, aynı senenin bahar aylarında kaldığı yerden devam etti ve bu kez General Levin August von Bennigsen'in önderliğindeki Rus Ordusu, 14 haziran 1807'de Friedland Muharebesi'nde mağlup edildi. Bu zafer, temmuz ayında Fransa, Rusya ve Prusya arasında Tilsit Antlaşması'nın imzalanmasını sağladı Napolyon'u kıtada düşmansız bıraktı.

Friedland Muharebesi'nde 4. Hüssar alayı. Hüssarlar, Mısır seferinin ardından Büyük Ordu'da ün kazanmaya başladılar.

Portekiz'in Kıta Ablukası'na uymayı reddetmesi üzerine Napolyon yeni hedefi Portekiz oldu. Bu 6 yıl sürecek olan Yarımada Savaşı'nı başlattı. Fransızlar büyük bir kaynak ve insan gücünü kaybettiler. Fransızlar, 1808'de İspanya'yı işgal etmeye çalıştı ancak bir dizi felaket, Napolyon'un yılın ilerleyen zamanlarında savaşa kendisinin müdahale etmesine neden oldu. 125.000 kişilik Büyük Ordu harekete geçti, Burgos Kalesini ele geçirip, Somosierra Muharebesi ile Madrid'e giden yolu açtılar. İspanyol ordusu ricat etmek zorunda kaldı. Daha sonra General Sir John Moore'un İngiliz ordusuyla karşılaştılar ve İngilizler, 16 Ocak 1809'da Corunna Muharebesi'nde kahramanca savaşmalarına rağmen İber Yarımadası'ndan çekilmek zorunda kaldılar. sefer başarılı oldu fakat Fransızların Güney İspanya'yı işgal edebilmesi biraz zaman alacaktı.

Bu sırada toparlanmaya başlayan Avusturya, yeni bir muharebeye hazırlanıyordu. II. Franz'ın sarayındaki savaş yanlıları Franz'ı, Fransa'nın İspanya'daki meşguliyetinden istifade etmeye ikna ettiler. Nisan 1809'da Avusturyalılar, savaş ilan etmeksizin Fransız birlikleri üzerine saldırdılar. Fakat avantajlardan yararlanma konusunda yavaş kalınca, Napolyon Paristen dönüp duruma hakim oldu. Eckmühl Muharebesinde yenilip Tuna üzerinden kaçtılar ve Ratisbon kalesini kaybettiler. Fakat ordu muharebe gücünü muhafaza ediyordu. Fransızlar Viyana'yı ele geçirdi ve Tuna'yı Avusturya başkentinin güneydoğusundaki Lobau Adasından geçmeye çalıştılar ancak Büyük Ordu'nun ilk yenilgisi olan Aspern-Essling Muharebesi'ni kaybettiler. Nehrin üstünden geçmek için yapılan ikinci bir girişim temmuz ayında Fransızların galip olduğu iki günlük Wagram Muharebesi ile daha başarılı oldu ancak Avusturyalılara 40.000 zayiat verdiren Büyük Ordu, 37.000 kişilik bir kayıp yaşamıştı. Yenilgi, Avusturyalıların moralini o kadar ağır bir şekilde bozdu ki, kısa bir süre sonra bir ateşkes antlaşmasına razı oldular. Ekim 1809'da Schönbrunn Antlaşması imzalandı ve Büyük Ordu, beşinci koalisyonu sona erdirmiş oldu. Avusturya İmparatorluğu, antlaşmanın sınır değişiklikleri sonucunda üç milyon vatandaşını kaybetti.

İspanya hariç üç yıl sürecek bir durgunluk dönemi yaşandı. Bununla birlikte, Rusya ile olan diplomatik gerilimler o kadar şiddetli hale geldi ki iki ülke sonunda 1812'de savaşa girdiler. Napolyon Ruslara karşı en büyük kara ordusunu meydana getirdi. 25 Haziran 1812'de, Rusya işgalinden önce, toplam 685.000 askerlik bir güce ulaşan Büyük Ordu şu milletlerden oluşuyordu:[6]

• 410.000 Fransız
• 95.000 Polonyalı
• 35.000 Avusturyalı
• 30.000 İtalyan[7]
• 24,000 Bavyeralı
• 20.000 Saksonyalı
• 20.000 Prusyalı
• 17.000 Westfalyalı
• 15.000 İsviçreli
• 10.000 Danimakalı ve Norveçli[8][9]
• 4.000 Portekizli
• 3.500 Hırvat
• 2.000 İrlandalı

Yeni Büyük Ordu, önceki halinden biraz farklıydı; saflarının üçte birinden fazlası artık uydu devletlerden veya Fransa ile müttefik ülkelerden gelen Fransız olmayan askerlerden oluşuyordu. Devasa büyüklükteki Büyük Ordu 23 haziran 1812'de Niemen Nehri'ni geçti ve Napolyon, hızlı bir yürüyüş ile bu dev savaş makinesini, Mikhail Barclay de Tolly ve Pyotr Bagration komutasındaki iki ana Rus ordusu arasına yerleştirmeyi umuyordu. Fakat seferde bir dizi talihsizlik yaşandı ve Rus ordusu üç kez kıskaçtan kurtulmayı başardı. 7 Eylül 1812'de Borodino Muharebesinde Moskovayı savunan Rus birlikleri ile Fransızlar karşılaştı. Muharebe kanlı oldu fakat sonuçsuz kaldı ve Büyük Ordu için bir Pirus Zaferi oldu. Savaştan bir hafta sonra, Büyük Ordu nihayet Moskova'ya girdi ve şehri büyük ölçüde boş ve alevler içinde buldu. Askerleri kundakçıları avlarken ve şehrin tarihi bölgesini korurken yangınlarla uğraşmak zorunda kaldılar. Napolyon ve ordusu, Moskova'da bir aydan fazla kaldı. Beklentileri Rusların barış teklif etmesiydi fakat umdukları gibi olmayınca büyük bir hayal kırıklığıyla geri çekilmeye başladılar. Popüler kültürde meşhur Rus kışının Fransızları mahvettiği söylense de Büyük Ordu zayiatının yarısını yaz aylarında vermişti. Ruslar geri çekilme yolundaki Fransızlara taciz saldırıları düzenliyordu. Berezina Muharebesinde Mareşal Michel Ney ve mühendis General Jean Baptiste Eblé'nin üstün gayretleriyle Büyük Ordu tamamen imha olmaktan kurtarıldı. Berezina'da 49 bin ana kuvvet ve asker değeri düşük 49 bin başıbozuk asker kalmıştı. Napolyon Paris'e ulaştığında ordusunda ayrılıp siyasi işlere yöneldi ve 680.000 askerden sadece 93.000'i hayattaydı.

Charles Joseph Minard'ın ünlü grafiği. Napolyon'un 1812 Rusya seferi sırasındaki asker kayıplarını, ordunun hareketlerini ve hava sıcaklıklarını gösteriyor.

Rusya'daki felaket, Fransa karşıtı düşüncelerin artmasına sebep oldu. Altıncı Koalisyon kuruldu ve Almanya yaklaşmakta olan seferin merkezi oldu. Napolyon yeni ordular oluşturdu ve Lützen ile Butzem muharebelerinde bir dizi zaferle, seferi başlattı. Zafer sadece ateşkes imzalanmasını sağladı. Rus seferinden sonra Napolyon ordusu tecrübesiz birliklerin ve bazı yetenekli olmayan ast Mareşallerin eline kalmıştı. Napolyon bu durgunluk zamanını, Büyük Ordu'nun sayısı ve kalitesini artırmak için fırsat bilip bu yönde iyileştirmeler yaptı. Avusturya'nın ittifaka katılması Fransa'nın işini daha da zorlaştırdı. Ağustos ayında sefer tekrar başladı. Dresden Muharebesinde Fransızlar zafer elde etti. Fakat müttefikler Trachenberg Planını devreye soktu. Bu plana göre Napolyon ile doğrudan karşılaşmadan onun generallerini parça parça savaşıp yeneceklerdi. Großbeeren, Katzbach, Kulm ve Dennewitz muharebelerinde ardı ardına Büyük Ordu yenilgiye uğradı. Sayısı genişleyen Koalisyon ordusu Leipzig'de Fransızları ünlü Uluslar Muharebesinde yenilgiye uğrattı. Köprüleri imha edilen Napolyon 30.000 askerini nehrin öte yakasında bırakıp Elster Nehrinden ricat etti. Hanau'da ricat eden Büyük Orduyu engellemeye çalışan Bavyera kolordusu ise Fransızlarca bozguna uğratıldı.[10] "Büyük İmparatorluk artık yok. Savunmamız gereken artık Fransa’nın kendisidir." sözünü Napolyon 1813 sonunda senatoda söyledi. Napolyon tekrar yeni ordular kurmayı başardı fakat stratejik olarak durum ümit verici değildi. Koalisyon orduları Pireneler'den, Kuzey İtalya'nın ovalarından ve Fransa'nın doğu sınırlarından Fransa'ya doğru işgal hareketine başlamıştı.[11] Sefer, Napolyon'un La Rothière Muharebesi'nde yenilgiye uğramasıyla şansız bir şekilde başladı ancak hızla eski ruhuna büründü. 1814 Şubat'taki Altı Gün Seferi'nde 30.000 kişilik Fransız ordusu, kendi 2.000 kaybına karşı, Gebhard Leberecht von Blücher'in dağınık kolordusuna 20.000 zayiat verdirdi. Napolyon daha sonra güneye yöneldi ve Montereau Muharebesi'nde Schwarzenberg prensi Karl Philipp'i mağlup etti. Ancak bu zaferler bu kadar kötü bir duruma çare olamazdı. Fransızların Loan Muharebesi ve Arcis-sur-Aube Muharebelerindeki yenilgileri moralleri alt üst etti. Mart sonunda, Paris Müttefiklerin eline geçti. Napolyon savaşmaya devam etmek istedi, ancak mareşalleri reddetti ve 6 Nisan 1814'te onu tahttan çekilmeye zorladılar.[12] Napolyon, Şubat 1815'te Elba sürgününden döndükten sonra imparatorluğunu güvence altına almak için yenilenmiş bir ordu ile sefer hazırlıkları yapmaktaydı. 1812'den bu yana ilk kez Kuzey Ordusu, yaklaşmakta olan sefer için komuta edilecekti. Bu ordu, oldukça uzman ve yetkindi. Napolyon, Ruslar ve Avusturyalılar gelmeden önce Wellington dükü ve Blücher'in komutası altındaki Koalisyon Ordularını ayrı ayrı yakalamayı ve yenmeyi umuyordu. 15 haziran 1815'te başlayan sefer, başlangıçta başarılı oldu ve 16 Haziran'da Büyük Ordu'nun Prusyalılara karşı Ligny Muharebesi'nde zafer kazanmasını sağladı. Bununla birlikte asker içinde, zayıf kurmay kadrosu ve komutanların kötü yönetimi tüm sefer boyunca Fransız ordusu için birçok soruna yol açtı. Mareşal Emmanuel de Grouchy'nin Prusyalılara karşı ilerlemesini geciktirmesi, Blücher'in Ligny yenilgisinden sonra ordusunu toparlamasını sağladı. Blücher ve ordusu, Napolyon ve Büyük Ordu için kesin bir yenilgiye yol açan Waterloo Muharebesi'nde Wellington'a yardım etmek için hızla ilerledi. Waterloo'da yenilen Napolyon için bu son kesin hezimet oldu.[12]

Napolyon Wagram savaş alanında bir süre dinlenirken kurmay heyeti çevresinde çalışmalarını sürdürüyor.

18. yüzyıl sonlarına kadar düzenli bir kurmay örgütü yoktu. Askerler lojistik, istihbarat, planlama ve personel gibi uzmanlık alanlarına ayrılmıyorlardı. Astlar komutanları tarafından rastgele bir göreve getirilir, özel bir birim için yetiştirilmezlerdi. Genel Kurmay'ın ilk modern kullanımı Fransız Devrim Savaşları sırasında oldu. General Louis-Alexandre Berthier (sonrasında İmparatorluk Mareşali) 1795'te İtalya ordusuna genel kurmay başkanı olarak atandı. Berthier kısa sürede iyi bir kurmay ekibi kurdu. Napolyon onun modelini esas aldı.

Maison Militaire de l'Empereur (İmparatorun Meclisi) Napolyon'nun askerî personelini, "aides-de-camp" denilen yaverlik, muvazzaf subaylar, İmparator'un kabinesi ve sekreteryasını içermekteydi. Ayrıca düşmanın topoğrafyası ve durumu hakkında istihbarat toplayan görevliler, atlı süvariler ve İmparatorluk Mareşali de bulunuyordu. Büyük Ordu'nun kurmayları, imparatorluk merkez karargahı olarak biliniyordu ve iki ana bölüme ayrılmıştı: Napolyon'un Askeri Şurası ve Ordu Genel Karargahı. Merkez karargaha bağlı olan üçüncü bir bölüm, ordunun idari kadrosunu sağlayan İntendant Général(levazım reisi)ydi.

Napolyon'un Askeri Şurası

[değiştir | kaynağı değiştir]

İmparatorun yaverleri çoğunlukla sadık ve tecrübeli generaller veya bazen de İtalya veya Mısır seferlerinden tanıdığı diğer kıdemli subaylardan oluşuyordu. Hepsi cesaretleriyle ünlüydü ve kendi hizmet dallarında uzmandı. doğrudan imparatorun gözetiminde çalışan bu subaylar, bazen geçici birimlerin veya formasyonların emrine atanırlardı veya diplomatik görevlerle görevlendirilirlerdi. Asıl görevleri, çoğu zaman detaylı teftiş turları ve uzun mesafeli keşifler yapmaktı. İmparatorun emrini bir ordu komutanına iletmekle görevlendirildiklerinde bu emirler yazılı olmaktan çok sözlü olurdu. İmparatorun atadığı yaverler o kadar etkiliydi ki “Napolyon’un gözü ve kulağı” olarak kabul edilirlerdi ve hatta mareşaller, yaverlerin tavsiyelerine uyup işlevlerinden dolayı kendilerine saygı konusunda kusur etmezlerdi.[13]

29 Nisan 1809'da İmparatorun bir kararnamesi ile yaver hizmetleri düzenlendi. Her sabah 07.00'de yaver ile personelinin görev süresi biterdi ve gelecek 24 saat boyunca yetkiyi alan yeni yaver, imparatora kendi emrindeki personelin bir listesini vererek göreve başlardı. Her yaver, günü 3 eşit parçaya bölerek kendi personeliyle ordudaki teftişleri yapar, raporları tutar ve imparatorun emirlerini iletirdi. sayıları zaman zaman değişiklik gösterirdi ancak toplamda 37 subay İmparator'a yaver olarak atanmıştı ve normal zamanlarda aktif olanların sayıları 12 ile sınırlandırılmıştı. bu memurların her biri general rütbeli üniforma giyerdi fakat görevleri belli olsun diye sembolik olarak altın aiguilette takardı. İmparator'a yaver olarak atanan kişinin görevi, imparator hüküm sürdüğü müddetçe devam etmezdi; bir yavere saha komutanlığı, valilik vb. gibi başka bir pozisyon verilebilirdi ve yaverliğe geri çağrılana kadar yaver pozisyonundan çıkarılırdı.[14] The officiers d'ordonnance (emir erleri) ise düşük rütbeli yaver olarak tanımlanabilir. Chef d'escadron(binbaşı), yüzbaşı veya teğmen rütbelilerden seçilirlerdi. Onlar da keşif ile teftiş gibi özel görevlerde ve ayrıca yazılı emirlerin iletiminde kullanılıyordu. 1806'da bu görev oluşturulduğunda, İmparatorluk Muhafızları'na bağlıydılar; 1809'da askeri statülerini korurken, imparatorun ordu meclisindeki Süvari Efendisi komutası altına alındılar. Hizmetlerini düzenleyen kararnameler 15, 19 ve 24 eylül 1806'da ve son olarak 19 eylül 1809'da imzalandı.[15]

Napolyon'un Merkez Karargahı

[değiştir | kaynağı değiştir]

İmparatorun Askeri Şurasının yanı sıra, tamamen bağımsız bir örgüt olarak işlevde bulunan Grand Etat-Major Général (Ordu Merkez Karargahı) vardı. Napolyon ve Berthier'in ilk işbirliğinden itibaren, bu birimin örgütlenmesi aşağı yukarı sabitti ve imparatorluğun sonraki seferlerinde yalnızca ufak değişiklikler görecekti. ordu merkez karargahı, Genelkurmay heyetini ve dört ana hizmet dalını içeriyordu: manevralar, sekretarya, muhasebe ve istihbarat (savaş emirleri). Tümgeneralin ayrıca generaller ve ast rütbeli yaverlerden oluşan kendi özel askerî personeli vardı.

Genelkurmay Başkanlığının Büyük Ordu'daki yeri, Napolyon'un tüm büyük seferlerinde yer alan mareşal Louis Alexandre Berthier ile neredeyse eşanlamlı hale gelmişti. Merkez Karargah, Berthier'in kendine has etki alanıydı ve imparator bu sınırlamaya saygı duyuyordu. Personeli sadece Berthier'den emir alırdı ve hatta Napolyon bile bu devasa görevlere müdahale etmezdi. Verdiği emirleri yaverlerine yazdırırken ve iletirken Berthier'in özel kadrosuna asla dokunmazdı. Berthier, imparatorun harekât lideri olduğundan, kendi işinin Napolyon'un stratejik hedeflerini özümsemek, onları yazılı emirlere dönüştürmek ve azami hız ve netlikle yürürlüğe koymak olduğu söylenebilir. Ayrıca imparator adına, generallerin raporlarını alır ve gerektiğinde onları Napolyon adına imzalardı. Tek şart; iyi ya da kötü olan her şey hakkında ayrıntılı raporlar Berthier'e gönderilecek ve o da sırayla en önemlilerini seçip İmparator'a iletecekti, Napolyon'dan hiçbir şey gizlemeyecekti.

Büyük Ordu'nun başarısındaki en önemli faktörlerden biri, üstün ve oldukça esnek olan organizasyonuydu. Birimler, her biri 10.000 ila 50.000 arasındaki bir kuvvete sahip olan ve ortalama büyüklüğü yaklaşık 20.000 ila 30.000 asker olan birkaç kolordudan (genellikle beş ila yedi) oluşurdu. Büyük Ordu'da her bir kolordu kendi kendine yetebilen müşterek silahları ve destek hizmetleri bünyesinde bulunduran ve ayrı ayrı harekât yapabilme yeteneğine sahipti. İkmal ve iaşesini yapabiliyordu. Kolordular genellikle birbirlerine yakın konumda savaşır ve birbirlerinin en fazla bir günlük yürüyüş mesafesinde hareket ederlerdi. Kolordular, kollara ayrılıp geniş bir arazide kendi iaşesini temin ediyor böylece hem daha az malzeme taşıyor hem de sabotajlardan asgari zarar görüyorlardı. Manevra kabiliyetleri sayesinde hızlı hareket edip düşmanı pek çok kez şaşırtmışlardı.[16] Kolordular bir Mareşal veya bir Tümgeneral tarafından idare ediliyorlardı.[17] Napolyon, kolordu komutanlarına büyük bir güven duygusu besliyordu ve stratejik hedeflerinin ana hatları dahilinde hareket etmeleri ve başarmak için birlikte çalışmaları şartıyla, mareşallerine genellikle geniş bir hareket serbestisi sunmuştu. Ancak memnuniyetini sağlayamadıkları zaman, onları uyarma veya azletme konusunda tereddüt etmeyecek ve çoğu durumda kolordularının komutasını bizzat kendisi üstlenecekti. Kolordular ilk olarak 1800'de, General Moreau, Ren Ordusu'nu dört kolorduya böldüğünde ortaya çıktı. Ancak bu kolordular, 1804 yılında Napolyon'un onları daimi birlikler ilan etmesine kadar sadece geçici gruplardı. Napolyon ayrıca, yalnızca süvarileri içeren ayrı kolordular kurdu, böylece süvariler, piyade veya topçular tarafından yavaşlatılmadan daha hızlı manevra yapabileceklerdi. Kolordu'nun ana taktik birlikleri genellikle; 4.000 ila 10.000 piyade veya 2.000 ila 4.000 süvari grubundan oluşan bölüklerdi. Bunlar sırasıyla iki alaydan oluşan tugay ve bunu destekleyen üç topçu tugayı dört topçu bataryası, altı sahra topu ve iki obüs ve toplamda 24 ila 32 arasında değişen toplardan oluşuyordu.

Büyük Ordu'nun Kuvvetleri

[değiştir | kaynağı değiştir]

İmparatorluk Muhafızları

[değiştir | kaynağı değiştir]

İmparatorluk Muhafızları, zamanının en seçkin askeri kuvveti idi ve Garde du Directoire ve Garde Consulaire'nin büyütülmüş haliydi. Tam anlamıyla piyadesi, süvarisi ve topçusu ile bir grande armée kolordusu idi. Napolyon, İmparatorluk Muhafızları'nı tüm orduya örnek olması adına özellikle iyi eğitti ve tam bir donanım sağladı. Kendisinin önderlik ettiği birkaç seferde yanında yer alıp korumaya ant içtikleri imparatorla birlikte savaştığından beri, muhafızlar tamamen sadık bir güçtü. Piyade kuvveti nadiren toplu halde taarruzda bulunsa da süvariler, özellikle imha taarruzlarında efektif olarak kullanılmıştı ve dönemin en iyi atlı birlikleriydi.

İmparatorluk Mufazılarının zamana göre değişimi
Yıl Asker sayısı
1800 3.000
1804 8.000
1805 12.000
1810 56.000
1812 112.000
1813 85.000 (genç muhafızlar ağırlıklı)
1815 28.000

Muhafızların Piyade Birimleri

[değiştir | kaynağı değiştir]
  • Eski Muhafızlar

En uzun süre görev yapan gazilerden oluşan Eski Muhafız, Grande Armée'nin seçkin muhafız alaylarının seçkinleriydi.

    • İM Yaya Humbaracılar: Humbaracılar, Büyük Ordu'daki en kıdemli alaydı. Polonya'daki 1807 seferi sırasında Napolyon, Les Grognards lakabını onlara verdi. Muhafızlardaki en deneyimli ve en cesur piyadelerdi, bazı gaziler 20'den fazla seferde görev yaptı. Grenadiers'a katılmak için bir askerin en az 10 yıl hizmet vermiş olması, cesaret için bir ödül almış olması, okur yazar olması ve 178 cm'den uzun olması gerekiyordu. Eski Muhafızlar genellikle savaş alanındaki önemli anlar için yedek tutuldu ve sarsılmış bir düşmana son darbeyi indirmek gerektiğinde kullanıldılar. Örneğin, 1. Régiment de Grenadiers à Pied(1. Humbaracı Alayı), Eylau Muharebesi'nde büyük yararlılık gösterdi. 1815'e kadar Humbaracılar dört alaydan oluşuyordu. En ayırt edici özellikleri ayı postundan bir şapka, altın işlemeli bir plaka, kırmızı bir tüy ve beyaz kordonlardan oluşan kıyafetleriydi.
    • Muhafız Yaya Avcılar: Büyük Ordudaki en kıdemli ikinci alaydı. 1. Chasseurs, 1er Grenadiers à Pied'in kardeş oluşumuydu. Aynı giriş kriterlerine sahiplerdi, ancak 172 cm ve daha uzun erkekleri kabul ettiler. Chasseurs, birkaç önemli savaşta görevdeydi. Napolyon'un 1815'te dönüşünün ardından, Chasseurs da dört yıllık deneyime sahip askerlerden oluşan 2., 3. ve 4. alaylarla birlikte dört alaya genişletildi. Seferlerde Chasseurlar genellikle koyu mavi pantolon giyerlerdi. Grenadiers'da olduğu gibi, Chasseurs'un en ayırt edici özelliği, kırmızı üzeri yeşil tüy ve beyaz kordonlarla süslenmiş uzun ayı postlu şapkaydı.
  • Orta Muhafızlar(Moyanne Garde): en az üç sefere katılan gazilerden oluşuyordu.
    • Piyade-Chesseur: 1806'da, orta muhafız piyadelerin bir alayı olarak kuruldu. Tüm üyeleri 2-3 sefere katılmış olan gazilerden oluşuyordu.
    • Piyade Humbaracılar: 1807'de kuruldu. Piyade-Humbaracılar, Napolyon'un tahttan çekilmesinin ardından 1814'te dağılıncaya kadar, değerini defalarca kanıtlayan kapsamlı bir iş gördü.
    • Bahriye Muhafızları: Britanya'nın işgalinden önce Napolyon'u taşıyan gemilerde muhafızlık görevini yapmak için 1803'te kuruldular. 5 tabur mürettebattan oluşuyordu. İşgalinden iptalinden sonra Bahriyeliler muhafızların bir parçası olarak kalmaya devam etti. İmparator'un mavna, tekne, gemi ile yaptığı her harekette yanında bulundular. Denizciler, lacivert hafif süvari tarzı dolman ceketi giymişti, altın dantel ile süslenmiş donanma mavisi Macar tarzı pantolon, altınlı uzun kırmızı sorguçlu şapka giydiler. Charleville marka 1777 model misket tüfeği ve süngü ile donatılmışlardı.
  • Yeni Muhafızlar(Jeune Garde): İlk başta en az bir sefere katılanlardan, gelecek vadeden parlak subaylardan ve yeni askerlerden seçilirken zamanla yeni askere alınan ve gönüllülerden oluşur hale geldi.
  • Tirailleurs-Humbaracılar: 1808'de Napolyon, Genç Muhafızlar'ın ilk alaylarında en zeki ve en güçlü askerlerin oluşturulmasını emretti. En uzun askerler Tirailleurs-Grenadier alaylarına alındı (1810'da Tirailleurs olarak yeniden adlandırıldı). Subayları eski muhafızlardan, astsubayları orta muhafızlardan seçildi. Ordunun bu şekilde tecrübeli gazilerden oluşması moral motivasyon ve savaşma azmini artırdı.

İmparator eski bir topçu subayıydı, topçuların önemini şöyle ifade etmişti: "Tanrı her zaman en iyi topçu birliklerinin yanındadır". Bu nedenle topçu birlikleri Fransız Ordusunun bel kemiğini oluşturuyordu. Düşmana en kısa sürede en fazla kayıp verdirme yeteneğine sahiptiler. Fransızlar genelde kalabalık topçu bataryaları kullanıyordu. Amaç süvari ve piyadeler işe koşulmadan önce düşman mukavemetini zayıflatmaktı. Müthiş şekilde eğitilmiş topçu ekibi çok hızlı hareket ederek düşman savunma hattını zayıflatmış ve hatların kırılmasına büyük katkısı olmuştur.[18]

İyi eğitimin yanı sıra, Jean Baptiste de Gribeauval tarafından top tekniğinde yapılan iyileştirmeler de başarıda büyük rol oynamıştır. Daha hızlı, daha hafif ve daha kolay görülebilen toplar yapıldı. Ayrıca arabaları güçlendirip, kalibre boyutlarını da standartlaştırdı. Genelde Fransız topları 4 librelik, 8 librelik veya 12 librelik ve 6 inç (150 mm). Napolyon Savaşları sırasında daha düşük kalibreli toplar aşamalı olarak kaldırıldı ve 6 inçlik toplarla değiştirildi. Fransız toplarının namlusu pirinçten yapılmıştı. Tekerlek, ön parça ve araba zeytin yeşili boyanırdı. Topçular piyade ve süvariyle mükemmel şekilde entegre edildi. Fakat bazı durumlarda Artillerie à pied (yaya topçu) ve Artillerie à cheval (atlı topçu)'nın bağımsız iş görmesine müsaade edildi.

A Grenadier à Pied, 1812 (I. Napolyon arkada görülebilir)

Adından da anlaşılacağı gibi, bu topçular silahlarıyla birlikte yürüdüler, elbette toplar yerine götürülerken atlar tarafından çekiliyordu. Bu nedenle piyadelerin hızında ya da daha yavaş hareket ettiler. 1805'te Büyük Ordu'da sekiz, daha sonra on yaya topçu alayı ve İmparatorluk Muhafızında iki tane daha top vardı ancak süvari ve piyade alaylarının aksine, bunlar idari organizasyonlardı. Ana operasyonel ve taktik birimleri, tugaylara kurulan ve bölümlere ve kolordulara atanan her biri 120 kişilik bataryalardı.

Topçu bölükleri: Her bölüğün her biri 8 silahlı (altı top ve iki obüs) üç veya dört bataryadan oluşan bir tugayı vardı.

Topçu kolordu ihtiyatı: Her bir kolordu, çoğunlukla daha büyük, daha ağır kalibreli parçalarla donatılmış, daha fazla tugaydan birinin kendi topçu ihtiyatına sahip olacaktı. Batarya personeli sadece silahlı askerlerden oluşmuyordu. subaylar, davulcular, trompetçiler, metal işçileri, ağaç işçileri, fırıncılar, kürkçüler ve zanaatçılar da içeriyordu. Tüm bu personel yedek parçaların şekillendirilmesinden, topların, arabaların, cephane sandığı ve vagonların bakım ve onarımından, atların bakımından ve mühimmat depolanmasından sorumlu olacaklardı.

Süvari topçular

[değiştir | kaynağı değiştir]

Süvari topçuları hızlı hareket kabiliyetleri ile Büyük Ordu'da önemli bir yere sahipti. Süvari ve topçu birliklerinin bir karması olan bu birlik at üstünde veya at arabası ile muharebe ediyorlardı. Ön cephede savaştıkları için hızlı hareket etmeleri elzemdi. Subay ve erler yakın muharebe eğitimi almış ve daha iyi silahlanmışlardı. Mühimmatlarını hızla doldurup boşaltabiliyorlardı. Bir süvari topçusu hızla mevzi alıp atış yapmalı, silahını toparlayıp tekrar yeni mevziye geçmeliydi. Bu yüzden seçkin birliklerden oluşuyorlardı. İmparatorluk Muhafızları bir dakikadan az süre içinde dörtnala gidip, ateş açıp toparlanabiliyorlardı. Askerlerin bu performansına şahit olan Wellington Dükü "Toplarını bir tabanca gibi kullanıyorlardı" diyerek şaşkınlığını belirtmişti. Orduda 6 bölük süvari topçusu vardı. Ayrıca Napolyon her piyade kolordusuna mümkünse her bölüğe bir süvari topçu bataryası atamıştı. Etkin gücüne rağmen süvari topçusunun yetiştirilmesi ve sürdürülmesi oldukça pahalıydı. Bu yüzden yaya topçu meslektaşlarına nazaran sayıları oldukça azdı. Bütün topçu gücünün beşte birini oluşturuyorlardı. Asker arasında imparatorun kendilerini isim isim tanıdığı yaygın bir espriydi. Süvari topçusu yayaların 2 katı, muhafızların 3 katı mühimmat kullanıyorlardı.

Infanterie Légère subayları, 1803-1815

Train d'artillerie, Ocak 1800'de Napolyon tarafından kuruldu. Topçu katarları, topçu askerine, sürücülere ve top arabalarına eşlik eden onların sevk, bakım ve onarımını yapan personeldi. Daha önce, Fransızlar diğer tüm çağdaşı ordularda olduğu gibi hayatlarını veya değerli at takımlarını riske atmak yerine, sivil personeli sözleşmeli orduya alıp bu hizmeti yaptırıyorlardı. Asker olmayan seleflerinin aksine bu yeni ekip eğitimli, silahlı ve asker üniformalıydı. Bu onları askeri geçit törenlerinde gösterişli kılmanın yanı sıra saldırıya uğradıklarında misliyle karşılık verme imkanı tanıyordu. Sürücüler zırhlı ve tüfekliydi ayrıca piyade tipi tabancaları da vardı. Her ne kadar kumar, kavga ve çeşitli huzur bozan hareketlerle kötü bir üne kavuşmuş olsalar da Rus Kazakları, İspanyol gerilla saldırılarına karşı başarıyla karşı koydukları bir gerçekti. Topçu katarı başta 5 bölükten oluşan bir taburdu. Birinci seçkin bölük süvari topçularına atandı diğer üçü yaya topçularına atandı kalanı da acemi askerlerin ve orduya yeni katılanların depoculuğuna atandı. Seyyar demir ocağı, cephane sandığı, ikmal katarları vb. malzemeleri taşıyorlardı. 1800 seferine müteakip topçu katarı 6 bölük halinde yeniden örgütlendi. Topçu sayısı arttıkça bu bölüklerin sayısı da aynı oranda artıp iki katına çıktı.

Büyük Ordu'nun Yabancı Askerleri

[değiştir | kaynağı değiştir]

Birçok Avrupa ordusu gibi Fransa'da yabancı askerleri ordusunda ihtiva ediyordu. Yabancı birlikler Napolyon Savaşları sırasında Büyük Ordu'da önemli bir rol oynadı ve üstünlükle savaştılar. Hemen hemen her kıta Avrupası ülkesi, farklı aşamalarda Büyük Ordu'nun bir parçası oldu. Savaşların başlangıcından sonuna kadar on binlercesi hizmet etti. 1805'te Fransızların müttefiki 35.000 yabancı asker muhabere hatlarını korumak ve ana ordunun kanatlarını korumak için görevlendirildi. 1806'da 27.000'den fazla asker benzer amaçlarla orduya alındı. 20.000'de fazla Saksonya askeri Prusyalılara karşı yürütülen püskürtme harekâtında kullanıldı. 1806-7 kışında; Almanlar, Polonyalılar ve İspanyollar ordunun sol kanadında savaşarak Baltık Limanları Danzig ve Stralsund'un ele geçirilmesinde etkili oldular. 1807'deki Friedland Muharebesi'nde Mareşal Jean Lannes'ın kolordusu önemli ölçüde Polonyalılar, Saksonyalılar ve Hollandalılardan oluşuyordu. İlk defa büyük bir muharebede yabancı birlikler etkili oldular ve fark yarattılar. Beşinci Koalisyon Savaşı sırasında, Grande Armée'nin üçte biri Ren Konfederasyonundan, İtalya'daki ordunun dörtte biri İtalyanlardan oluşuyordu. 1812'de Büyük Ordu'nun gücünün zirvesinde olduğu sırada Rusya'ya yürüyen birliklerin üçte birinden fazlası Fransız değildi. Prusya ve Avusturya dahil 20 farklı ülkenin askerlerinden oluşuyordu. General Julius von Grawert başlangıçta Prusya müfrezesini yönetti ancak daha sonra yerine General Ludwig Yorck geçti.

Destek hizmetleri

[değiştir | kaynağı değiştir]

Orduyu zafere götüren süvari, piyade ve topçu birliklerinin yanı sıra orduda çeşitli tiplerde askeri mühendisler de vardı. Sökülebilir köprüleri yapan portatifçiler Napolyon'un savaş makinesinin vazgeçilmez bir parçasıydı. Dubalar üzerinde inşa edilen köprüler ordunun su engellerini hızlıca aşıp düşman kuvvetlerini çevirmesini sağlıyordu. Düşmanın aşılmasına en az ihtimal verdiği noktalardan ordu geçiriliyordu. Moskova'dan ricat ederken Berezina'da yaşanan bozgun sonrası orduyu imha olmaktan kurtaran bu birliklerin yeteneği idi. Napolyon portatifçileri 14 bölüğe ayırdı ve başlarına parlak bir mühendis olan General Jean Baptiste Eblé atandı. Onun eğitimi, kullandığı uzmanlık işi araç ve gereçler hızlıca köprülerin inşa edilmesini ve sökülüp daha sonra tekrar kullanılmasını sağladı. İhtiyaç duyulan tüm malzemeler katarlar ile taşınıyordu. Elde hiç malzeme yoksa bile portatifçilerin seyyar demirci ocaklarında üretiliyordu. Tek bir portatifçi bölüğü yedi saat içinde 80 köprü inşa edebiliyordu.(120 ila 150 metre uzunluğunda) Bu günümüz standartları için bile etkileyici bir performanstır.

Portatifçilere ek olarak İstihkâm bölükleri de bulunuyordu. İstihkamcılar düşman tahkimatlarını etkisiz hale getirmekle görevliydi. Fakat bu birlikler görevde portatifçilere kıyasla daha az kullanıldılar. Sebebi Napolyon'un ilk seferi Akka Kuşatmasından aldığı dersti. İmparator, düşman istihkamlarına doğrudan saldırmak yerine onları bypass etmeyi veya izole etmeyi daha etkili bir yöntem olarak görüyordu. Bu nedenle istihkamcılar farklı görevlere verildiler. Mühendislik ve teknisyenlik gerektiren bölük ve taburlar Génie ismiyle tek çatı altında toplandı.

İkmal ve İaşe

[değiştir | kaynağı değiştir]

Napolyon'un en meşhur sözlerinden birisi olan, "Ordular mideleri üzerinde yürür" sözü bir ordu için ikmal ve iaşenin hayati önemini özetlemektedir. Büyük Ordu'da her bir asker dört günlük erzak taşımaktaydı. İaşe nakliye katarları acil durumlarda kullanılmak üzere fazladan 8 günlük erzak taşıyordu. Bir askerin günlük istihkakı 750 gram tayın, 550 gram bisküvi, 250 gram et, 30 gram pirinç ve 60 gram tahıldı. dört kişi arasında bir litre şarap paylaşıldı. Fakat Napolyon'un genel düşüncesi askeri kendi gıdasını kendisinin temin etmesine teşvik etmekti. Askerler arazi de yağma yoluyla gıda tedarik edeceklerdi. Ayrıca kadınlardan oluşan cantiniere(kantinci) denilen ve yiyecek, içecek ve alkol satışı yapan taburlar vardı. Bunlar askerlerin eşlerinden oluşuyordu. (diğer adıyla vivandières fakat cantinière Fransız ordusunda daha yaygın kullanılan bir terimdi). İkmal ve iaşe sistemi sekteye uğradığında bu kadınlar önemli rol oynadı.

Sıhhiye şeref ve itibar yönünden diğerlerinin gerisinde kaldığı düşünülse de savaşın geride bıraktığı acılarla en çok onlar başa çıkıyorlardı. Napolyon Savaşları esnasında askeri tıbbiyede kayda değer gelişmeler yaşanmadı fakat sürat ve örgütlenmede önemli adımlar atıldı. Genel uygulama yaralıları muharebe bittikten sonra alandan toplama yönündeydi. Tabii bu pek çok yaralı askerin ölmesine sebep oluyordu. Fransız ordusu İhtilal ve devamında Napolyon Savaşlarında yeni bir sistem meydana getirdi. Çağdaş ambulans ve triyaj sisteminin öncülüğünü yaptılar ve bu daha sonraki yıllarda başta Avrupa ülkeleri olmak üzere pek çok ülke ordularınca benimsendi. En önemli yenilik, daha sonra İmparator Muhafızları Tabip Generali olacak olan Dominique Jean Larrey tarafından geliştirilen uçan ambulanslar sistemiydi. İlham kaynağı savaş alanında hızla hareket eden top arabalı süvari topçularıydı. Uçan ambulans öncü birliklerin arkasında hareket eden muharebe sırasında ağır yaralanan askerleri toplayarak ilk müdahalesini yapmak üzere tasarlanmıştı. Ambulansta bir tabip, bir levazım subayı, bir astsubay, bir sargıcı er ve sedye taşıyan sıhhiye erlerinden oluşuyordu. Bir başka Fransız tabip asker Baron L.P. Percy bir başka yöntem geliştirdi. Çöp toplayan askerleri ve arabalarını alarak onardan bir tabur oluşturdu. Onun sisteminde araç içerisinde tam donanımlı askerler yaralıları topluyor ve sağlık memurlarını muharip kuvvetlerin içine getiriyorlardı. Napolyon Savaşları esnasında her Fransız tümeni, alayı, bölüğü kendi sıhhiye birimine, ambulans teşkilatına, hemşire olarak çalışan erlere, eczacılara, cerrah ve doktorlara sahipti. Larrey askerî hastane sistemini yeniden örgütleyip mobilize hale gelmesini sağladı. Larrey'in sunduğu hizmetler 50 yıl sonra bile başka ülke ordularında verilenden çok daha fazlaydı. İyi bakılacağını ve onurlandırılacağını bilen askerlerin savaşma yetenekleri ve moralleri de yükseliyordu. Ayrıca Larrey'in düşman askerlerinin yaralıları ile de ilgilenmesi zamanın çok ötesinde bir devrimdi. Napolyon onu saygıyla anıyordu. "Saint Helene Hatırları"nda "İmparator Dr. Larrey'den övgüyle söz ederdi: O yüksek derecede ilmini büyük bir hayırseverlikle birleştirmeyi başarmış bir adamdır. Her yaralı asker onun ailesinin bir üyesiydi. Larrey hayatımdı tanıştığım en erdemli adamdır."

Tüm yeniliklere rağmen Büyük Ordu diğer çağdaşı ordularda olduğu gibi sağlık koşulları ilkeldi. Hala ölümlerin çoğu yaralanma ve hastalık kaynaklıydı. Hijyen çok az bilinirken, antibiyotikler zaten hiç yoktu. Başlıca tedavi yöntemi amputasyondu. Anestezi de kullanılan madde güçlü bir alkollü içki bazen de hastaya bilinçsizce darbe vurmaktı. Laudanum gibi afyonlar ağrı kesici olarak kullanıldı. Tipik olarak ameliyatlarda askerlerin üçte ikisi hayatta kalıyordu. Yaralıların çektiği acıların hikâyesi herkesi etkiliyordu. Buna şahit Napolyon bizzat şöyle dedi: "Acı çekmek ölmekten daha fazla cesaret ister". O yüzden başta Les Invalides olmak üzere Fransız asker hastanelerinde yaralıları iyi bakılmasını istedi. Yaralı askerler kahraman olarak karşılandı, madalya verildi, gazi maaşı bağlandı ve protez uzuvlar takıldı.

Özel
  1. ^ It was inscribed on the regimental flags issued in 1804 30 Ekim 2019 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  2. ^ Ateş, Toktamış (1994). Siyasal Tarih (3 bas.). İstanbul: İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları. ss. 143-145. ISBN 9756857994. 
  3. ^ Todd Fisher & Gregory Fremont-Barnes, The Napoleonic Wars: The Rise and Fall of an Empire., s. 36-54.
  4. ^ "Insects, Disease, and Military History: Destruction of the Grand Armée". 20 Ağustos 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Şubat 2020. 
  5. ^ Elting, John R.: "Swords Around a Throne", pp. 60–65. Da Capo Press, 1997
  6. ^ Riehn, Richard K. (1991), 1812: Napoleon's Russian Campaign (Paperback ed.), New York: Wiley, 978-0471543022
  7. ^ "INS Scholarship 1998: Henri Clarke, Minister of War, and the Malet Conspiracy". www.napoleon-series.org. 16 Mart 2002 tarihinde kaynağından arşivlendi. 
  8. ^ Christian Wilhelm von Faber du Faur, Campagne de Russie 1812: d'après le journal illustré d'un témoin oculaire, éditions Flammarion, 1812, 319 sayfalar, s. 313.
  9. ^ Eugène Labaume, Relation circonstanciée de la Campagne de Russie en 1812 24 Kasım 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., éditions Panckoucke-Magimel, 1815, s.453-54.
  10. ^ Fisher & Fremont-Barnes s. 271–87
  11. ^ Fisher & Fremont-Barnes s. 287–97
  12. ^ a b Fisher & Fremont-Barnes s. 306–12
  13. ^ McNab, s.40-42.
  14. ^ McNab, s.42.
  15. ^ McNab, s.42–44.
  16. ^ Smith, Rupert (2005). The Utility of Force. Londra: Penguin Books. ss. 35-38. ISBN 978-0-14-102044-0. 
  17. ^ Kevin Kiley The Grand Quartier-General Imperial and the Corps d'Armée, Developments in the Military Art, 1795–1815, Part II: The Corps d'Armée [1] 3 Mart 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  18. ^ McNab, Chris, Armies of the Napoleonic Wars, Osprey Publishing Ltd., Oxford, 2009. ISBN 978-1-84603-470-1
Genel
  • Paul Britten Austin, 1812: Napoleon's Invasion of Russia Greenhill Books, 2000. (Originally published in three volumes: The March on Moscow, Napoleon in Moscow, The Great Retreat.) 1-85367-415-X
  • Bodart, G. (1916). Losses of Life in Modern Wars, Austria-Hungary; France. ISBN 978-1371465520. 
  • McNab, Chris, Armies of the Napoleonic Wars, Osprey Publishing Ltd., Oxford, 2009. 978-1-84603-470-1
  • Watson, S.J., By command of the Emperor: A life of Marshal Berthier, The Bodley Head, London, 1957
  • La Grande Armée: Introduction to Napoleon's Army, Mas, M.A. M., Andrea Press, 2005.
  • Swords Around a Throne: Napoleon's Grande Armée, John Robert Elting. 784 pages. 1997. 0-306-80757-2

Dış bağlantılar

[değiştir | kaynağı değiştir]